BAYAN SPRİNTERLERDE VERİMİ ETKİLEYEN

ÖZELLİKLER VE ANTRENMAN

YÜKLERİNİN DAĞILIMI

Sibel DÜNDAR*  Uğur DÜNDAR**

*  Menderes Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni,

** Celal Bayar Ünv. Bed. Eğt ve Spr. Yük.okl.Arş.Gör.

 

İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar geçirilen evrimin temelinde insan­oğlunun arayışçılık özelliği yatmaktadır. Spor bilimindeki gelişimi incelediğimizde arayışçılık özelliğinin sporun evrensel gelişimine ne derece katkısı olduğunu görebiliriz. Spor biliminde ve özellikle antrenman biliminde antrenmanın genel esas­ları konusunda uzlaşmaya varılamayan bir nokta kalmamıştır. Sorun, antrenman ölçüt ve yöntemlerinin takım sporları veya bireysel sporlarda verim açısından ne kadar uygulanması gerektiği konusunda ortak bir fikir birliğine varılamamış olmasıdır.

Tüm spor dallarında antrenmanın amacı temel bir fizyolojik baza ulaşmak ve bunu korumak-geliştirmektir. Sportif verim olarak düşünüldüğünde çok sayıdaki yetilerin birlikte ortaya çıkardığı bir verim düzeyidir. Bu farklı parçalar birbirlerinden kavram olarak ayrılmasalar bile antrenman uygulaması içinde birbirlerinden soyutlanamazlar. Zaten bu parçaların optimal birlikteliği sportif verimi oluşturur. Spor antrenmanı dolayısı ile sportif verim kondisyonel ve koordinatif yetilerin tamamına ihtiyaç gösterir.

 

 

Şekil 1: Antrenmanın Parçaları (4).

 

 

 

Şekil 2: Sprint verim faktörleri (4).

 

Sprint antrenmanı içinde ve sprint verimini direk etkileyen bu faktörleri kısaca gözden geçirirsek;

Adım Uzunluğu-Adım Frekansı: Sprint veriminde uygulanan antrenmanların temel hedefini oluşturur; adım uzunluğunu arttırmak-adım frekansını yükseltmek. Bunu yaparken iki faktörden biri olumsuz etkilenebilir. Her ikisini olumlu olarak geliştirebilmek oldukça zor ve zaman alıcı bir çalışmadır (D.G.B. için: Açıkada, C, Alpar, R.-"100 m. Koşusunun Matematik Modeli").

* Kuvvet: Tüm sporlarda verimi belirleyen yetilerden biridir. Genel olarak "Bir direnç karşısında belirli bir ölçüde dayanabilme yetisi" (1), olarak tanımlanabilir. Genel ve özel kuvvet olarak ayrılsada bizim için önemli olan branşa özgü gereksinim­lerin karşılanmasında kullanılacak kuvvet formlarıdır.

* Sürat-Koordinasyon: Sporda verimi belirleyen motorsal yetilerden biridir. Fakat diğer yetilere oranla geliştirilmesi en sınırlı olan, genellikle bireyin kalıtımsal olarak getirdiği fizyolojik potansiyel üzerine çalışılıp iyileştirilebilen bir özelliktir. Antrenman biliminde sürat özelliği dört grupta sınıflandırılır.

     1- Reaksiyon sürati, 2- Maksimum dönüşümsüz sürat, 3- Maksimum dönüşümlü sürat, 4- Kuvvet sürati. Bunlardan reaksiyon sürati: Bir uyaranın verilmesinden hare ketin

 

Şekil 3: Kuvvet Formları (2).

                                                                                KUVVET *

MAKSİMAL

KUVVET

 

ÇABUK KUVVET

 

KUVVET DAYANIKLILIĞI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dinamik K.

Tepki K.

İtme K.

Statik K.

Çekme K.

 

Sprint Kuvveti

Sıçrama Kuvveti Patlayıcı Kuvvet

 

Sprint Kuv. Dayanık.

Sıçrama Kuv. Dayanık.

Patlayıcı Kuv. Dayanık.

 (*- Sprint verimi için gerekli olanlar yazılmıştır).

 

ilk belirtisinin görüldüğü kas kasılmasına kadar geçen zamanı içerir, maksimum dönüşümlü sürat ile birlikte sprintte verimi etkiler. Koordinasyon "Amaçlanan hareket için merkezi sinir sistemi ile iskelet-kas sisteminin karşılıklı uyum içinde etkileşimidir (1). Sportif verim yalnızca kondisyonel özelliklere ya da enerji metabolizmalarına bağlı değil aynı zamanda psiko-nörolojik süreçlere bağlı bir kavramdır. Bu süreçlerde koordinasyonu içerir. "Koordinasyon yetisinin yüksekliği oranında yeni ve daha zor tekniklerin öğrenilmesi çabuk ve etkili olur" (3)

*      Özel Dayanıklılık: Genel olarak dayanıklılık motorsal ve bireysel karakterle ilgili
bir yetidir. Bu yetinin kalitesi kalp-dolaşım sistemi, solunum sistemi, sinir sistemi,
enerji metobalizması ve psikolojik etkenlerle belirlenir. Organizmanın yapılan işe karşı
koyabilme yetişidir. Organizmanın yorgunluğa karşı koyabilme yetisi, şiddet ve
dayanıklılık yönünden spor dallarına göre farklılık gösterir. Sürat antrenmanı için aerobik her iki türlü dayanıklılığa ihtiyaç vardır. Anaerobik dayanıklılık,

- Kısa süreli anaerobik dayanıklılık (alaktik anaerobik enerji yolu).

- Orta süreli anaerobik dayanıklılık (Laktik anaerobik enerji yolu).

Özel dayanıklılık yüksek nitelikte anaerobik verimin düzeltilmesi, geliştirilmesi için kullanılan antrenman yöntemlerindendir. Bu tip çalışmalar antrenman kalitesini koru­mak ve aşamalı ilerlemeyi sağlamak amacı ile sıklıkla kullanılır. Özel sürat dayanıklılığı gibi özel kuvvet dayanıklılığı çalışmaları da uygulanır.

* Teknik: Belirli bir verim durumuna yönelmiş planlı bir süreçtir. Verim durumu ise kondisyonel, koordinatif, ruhsal yetiler ve bireysel özelliklerin bir bütünlük içerisinde etkiletişimin oluşturduğu sonuçtur. Branşın biomekaniksel gereklerine göre bireyin fizyolojik-morfolojik özelliklerinin bu gerekleri yerine getirebilecek biçimde eğitilmesidir. Motorik özelliklere bağlı olarak tekniğin ihmal edilmesi fiziksel kondisyo­na etki eder (D.G.B. için: Dündar, U.- "Teknik Antrenman").

* Esneklik: Esnekliği kas elastikiyeti ve eklem hareketliliği olarak düşünmek gere­kir. Kasların esneyebilme özelliğinin sakatlanma riskini azaltması yanı sıra branşın ihtiyacının üzerinde oluşan kas elastikiyeti ise kas geriliminin uzun zamanda oluşmasına ve gerilimin zayıflamasında da yol açabilir. Eklem hareketliliği ise ekstremitelerin hareket sınırlarının genişlemesine yol açacağından sportif verim için gereklidir.

 

     Bu bilgiler ışığında antrenman planları hazırlanırken değişik bakış açıları olabilir. Kendi planlamamızda, her ne kadar ülkemizde uzun süreli planlamaları uygulamak zor ise de (ülkenin değişen koşulları, sporcunun motivasyon seviyesinin korunması, federasyonların belirginlik kazanmayan hedefleri vb. sebeplerden), kendi hedefleri­miz doğrultusunda 4 yılık bir planlama yaptık. Bu planlama içindeki ara hedefler ise 1983 yılı Akdeniz oyunlarının barajı, 1984 Los Angles olimpiyat oyunlarının barajının geçilmesi ve 1985-86 yıllarında bireysel en iyi verim düzeyine erişmeyi hedeflemiştik. Antrenmanlara 1981 yılı mayıs ayında başlandı, verim hedefleri ise I. yılda sprint veri­mini en üst düzeye çıkarmak, 2. yılda oluşturulan sprint verimi üzerine dayanıklılık yetisini geliştirmek, 3. ve 4. yılarda ise bunların üzerine düzeltilmiş tekniğe dayalı olarak ritm yetisini oturtmak ve en üst düzey verime ulaşmaktı. Bu hedefler doğrultusunda elde edilen en iyi verim dereceleri şöyle olmuştur;

 

Tablo 1: Yıllara göre elde edilen en iyi verim dereceleri.

Sezon                          1982-83                                1983-84                 1984-85                 1985-86                 1986-87

30 m Tak.

 

 

 

 

 

startl ı

 

3.95

3.93

3.90

3.95

3.97

60 m Tak.

 

 

 

 

 

startlı

 

7.44

7.82 e

7.60

7.70

7.65

100 m

 

11.7YTR

12.18 e

12.0

11.9

12.1

12.40 E

12.1

12.36 e

200 M

 

24.6

24.44 eYTR

24.8 e

25.00 e

25.3

25.40 e

400 m

 

57.7

57.6

55.57 eYTR

-

-

400'm.

eng.

63.8

59.79 eYTR

58.63 eYTR

60.1

59.8

Görüldüğü gibi 3-4 yıl içinde hedeflenen verim düzeylerine ulaşılmıştır. I. yıl içinde Akdeniz oyunları ve Los Angles olimpiyat oyunları barajları geçildi, 3. yılda ise Avrupa şampiyon kulüpler kupasında 2. olundu. Bu süreç içinde de 12'si bireysel 4'ü bayrak­ta olmak üzere 16 rekora ulaşıldı.

Bu makro planlama süreci içinde yapılan antrenmanlar ve bu antrenmanlarda uygulanan toplam yük miktarları ise aşağıdaki düzeyde olmuştur.

Tablo 2: Yıllara göre antrenman yüklerinin dağılımı.

Sezon                      1982-83         1983-84            1984-85          1985-86          1986-87

Start Çalış

 

 

 

 

 

(Adet)

690

469

550

115

525

Sprint

 

 

 

 

 

(0-150 m) (km)

39.970

51.010

62.626

56.600

100.985

Sprint

 

 

 

 

 

(150-450 m) (km)

71.200

82.450

98.750

90.365

93.320

Devam Koşusu

 

 

 

 

 

(km)

138.500

165.600

192.120

165.155

148.485

Yatay ve Dikey

 

 

 

 

 

Sıçrama (adet)

8150

11000

9550

10575

18680

Halter (ton)

45.810

172.800

99.350

103.380

173.840

Teknik (adte)

454

781

841

588

1422

 

Toplam yük miktarlarının bu şekilde gösterilmesi uzun süreli antrenman planlama­larında yardımcı olabilir. Antrenman yüklerinin istenilen amaca yönelik olarak arttırılması veya antrenmanın bütün yük elementlerinde yapılacak artışlar ile planlar uygulanabilir. Fakat unutulmaması gereken en önemli nokta; antrenman yüklerinde istenilen amaca yönelik yük artışları gerçekleştirilirken genişleyecek olan antrenman hacmine karşılık istenilen antrenman şiddetinin oluşturulamaması sportif verimde istenilen hedefe ulaşmada problemler oluşturur.

Vermiş olduğumuz bu toplam yük miktarlarının antrenör ve sporcularda hangi bölümde ne kadar sorusunu gündeme getireceğini de bildiğimiz için antrenman bölümlerine göre dökümünü de .yaptık. Periodlamada uyguladığımız bölümlerin takvimdeki karşılıklarını ise; BölümO 1, Kasım-Aralık/Mart-Nisan, Bölüm 2:, Ocak/ Mayıs, Bölüm 3: Şubat/Haziran, Bölüm: 4, Temmuz, Bölüm: 5, Ağustos-Eylül, Bölüm: 6, Ekim aylarını kapsamaktadır. Hedeflediğmiiz verime ulaştığımız 3 yılın bölümlere göre yük dağılımı aşağıdaki gibi olmuştur.

 

Tablo 3: Antrenman yüklerinin bölümlere göre dağılımı:

 

 

(1: Start çalışması, 2: Sprint 0-150, 3: Srint 150-450, 4: Devam koşusu, 5: Sıçrama, 6: Halter, 7: Teknik).

 

Görüldüğü gibi antrenmanda en yoğun çalışmaların bölüm 1 ve bölüm 2'de yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Elbette bu doğal bir sonuçtur, fakat daha detaylı incele­nirse ülkemizdeki yaygın kanı olan sporcu hazırlık döneminde yaptığı çalışmalar ile koşar" ilkesinin burada geçerli olmadığını görebiliriz. Örnek: 1982-83 sezonunda start çalışmaları bölümü 1'de % 24.5, bölüm 2'de % 30'luk bir antrenman yüküne ulaşmışken bölüm 2 ve 5'de uygulanan antrenman yükü ise % 33.4 olmuştur. Devam koşularında da yine aynı sezon bölüm 1'de % 37.8 bölüm 2'de % 26.14lik antrenman yükü uygulanırken bölüm 3 ve 5'de % 30.3'lük bir değere ulaşılmıştır. Halter ile yapılan çalışmalarda da yine aynı sezon bölüm 1'de % 48.7, bölüm 2'de % 19.6'lık bir antrenman yükü uygulanırken bölüm 3 ve 5'de uygulanan kısa süreli maksimal uyum yöntemi ile yapılan çalışmaların toplamı % 25.7 olmuştur. Diğer bir deyişle bölüm 1 ve bölüm 2'de yapılan çalışmalar kadar bölüm 3,4 ve 5'de de antrenman yapılmalıdır. Yalnız bu antrenmanlar uygulanırken kapsam genişliği ve de şiddet yüksekliği sonu­cu oluşabilecek sorunlara hazırlıklı olunmalı ve tedbir alınmalıdır.

Bu yük dağılımları ülkemizde üst düzey verime ulaşmayı hedefleyen bayan spor­culara örnek olabilir. Örnek antrenman programlarının verilmesine geçmişte olduğu gibi şimdi de karşıyız. Çünkü bu tür antrenman programları antrenör ve sporcuları arayışçılıktan çok taklitçiliğe yöneltmekte ve sonuçta başarısız durumlara düşürmektedir. Bu nedenle sadece toplam yük dağılımlarını vermekle yetindik.

Sonuç olarak, ülkemizde kendi sporcularımızın yetenek parametrelerine uygun antrenman yükleri oluşturup, bunların makro planlar içinde mezo ve mikro dağılımları doğru bir şekilde yapılabilir ve de uygulanabilirse üst düzey verimlere ulaşmak hiç de hayal değildir. Burudaki temel nokta, sporcunun özelliklerinin tam olarak bilinmesi ve tananması yanı sıra antrenörün oluşturduğu hedeflerin akılcı olması koşuludur.

KAYNAKLAR

1-     HOLLMAN, W./Hettinger, T. - arbeits und Trainingsgrundlagen, Stutgart. 1980.

2-  LETZELTER, H./LETZELTER, M.- Krafttraining, Hamburg. 1986.

3-  WEINECK, J. - Optimales Training, Erlengen. 1985.

4-  WINCKLER,  G.- "an examination of speed endurance" New Studies İn Athletics, Vol: 6, No: 1, London, 1991.

Yayına Hazırlayan : Bekir İNAN