DEKATLONDA SONUÇLARIN ANALİZİ

 

Gregory PORTNOY

Wingate Enstitüsü Koordinatörü Elit Spor Bölümü İsrail Spor Fedarasyonu

Klumberg'den O'Brien'a kadar dekatlon Dünya rekorlarını kıran sporcuların elde ettikleri sonuçların analizi.

Atletizm'de dekatlon branşında ilk dünya rekorunun kırılmasından günümüze kadar 70 yıl geçmiştir. Bu period içerisinde puan tabloları birçok kez değişime uğra­mıştır. Ancak, dekatlonun branşlara ait rekortmenleri analiz edildiğinde, farklı bir model ortaya çıkmaktadır.

Dekatlonda Şekil-1'de görüldüğü gibi 100 m. branşında R. Johnson aşağı yukarı günümüz rekoruna eş değer 10.5 sn'lik bir dereceyi 1955'de çoktan elde etmişti. 1975'de N. Anilov 11.00 sn. ve 1983'de J. Hingsen 10.92 sn.lik dereceler elde etmiş­lerdir. En iyi sonuçlar 10.30 sn. ile B. Toomey (1969) ve 10.44 sn. ile D. Thompson (1984) tarafından elde edilmiştir.

400 m. ve 110 m. engellide, sonuçlar devamlı olarak yükselme eğilimindedir ve bu gerçeğe rağmen, büyüme hızı son on yılda şiddetini kaybetmiş ve kaybetmeye devam etmektedir. 1963'de C.K. Yang, 47.7 sn. ve 14.0 sn. ile günümüz rekortmenle­rinin koştukları dereceler düzeyinde bir sonuç elde etmiştir. En yüksek değerler 400 m.de 48.86 sn. ile D. Thompson (1982) ve 110 m. engellide 13.92 sn. ile G. Kratschmer (1980) tarafından elde edilmiştir.

Dekatlonda sprinterler tarafından elde edilen sonuçlar analiz edilirken, 1970'lerin ortasından itibaren, bu sonuçlarda bir azalmaya neden olan elektronik kronometrele­rin kullanıldığı göz önünde tutulmalıdır. Ancak, 1500 m. yarışmasında bu durum farklı­lık göstermektedir. 1967'de K. Bendlin'in yarışı 4.19,40 dakikalık bir derece ile bitirmesine kadar 40 yıl geçmiştir ve Bendlin'den önceki tüm atletler 5 dakikadan daha hızlı değillerdi (1936'da G. Morris'in 4.33,20 dk.'lık derecesi hariç). 1984'de D.

Thompson daha düşük bir derece elde etmiştir. Dekatlonun 1500,'sinde hala en iyi sonuç 4.12,61 dk.'lık derecesi ile B. Jenner'e (1976) aittir. Ancak, D. O'Brien'in (1992) 4.42.10'luk derecesi bizleri 1950lere 4.35,00 dk. ile götürmüştür.

Şekil-2'de görüldüğü gibi atlamaların tüm kategorilerinde dereceler ilerlemektedir. Ancak, tüm bir period sırasında yatay sıçramalardaki dereceler ilerle gösterse bile, yüksek ve sırıkla yüksek atlama belli bir noktada belirginleşir bu nokta N. Avilov'un (1972) yüksekte 2.12 m. ve sırıkta 4.55 m.'lik başarısıdır. Bu durumda tek uç nokta C.K. Yang'ın (1963) 4.84 m.'lik derecesidir. Yüksek atlama son uçlarındaki gelişme* "Flop" kullanılmasının bir nedeni iken, sırıkla yüksek atlamada elastik sırıkların kullanıl­masından dolayıdır.

Uzun atlamada, günümüz atletlerinin sergilemiş olduğu performanslara benzer bir sonuca ilk kez B. Toomey 1969'da, 7.76 m. atlayarak ulaşmıştı. 1934'te H. Sievert 7.48 m. atlayarak yine günümüz sonuçlarına benzer bir performans sergilemiştir ve bu derece 1976'da B. Jenner'in 7.19'luk derecesinden daha iyidir.

Yüksek atlamada H. Osborn'un 1924'de dekatlonun ilk yıllarında elde ettiği ve yarım yüzyıl sonra N. Anilov (1976) tarafından kırılan 1.97 m.'lik derecesi göz ardı edil­memelidir. Sıçramalarda en iyi sonuçlar, uzun atlamada 8.08 m. ile D. O'Brien (1992), yüksek atlamada 2.15 m. ile J. Hingsen (1982), sırıkla yüksek atlamada 5.00 m. ile D. Thompson (1982, 1984) ve D. O'Brien'a aittir.

Şekil-3'de atmalara ait belirgin bir durgunluk görülmektedir. Gülle ve disk atmada günümüz seviyesindeki derecelere 60 yıldan fazla bir süre önce 1932'de J. Bansch (gülle'de 15.32 ve disk'de 44.58 m.) ve 1934'te M. Sievert (15.31 m. ve 47.23 m.) tarafından elde edilmiştir. Bu branşlarda en yüksek performans 30 yıl önce 1966'da 17.25 m. ile R. Hosh ve 1960'da 51.98 m. ile R. Johnson tarafından elde edilmiştir. Gülle atmada J. Hingsen (1984) 16.42 ve D. O'Brien'in (1972) 16.69 m.'lik dereceleri, sonuçlarda yeni bir artış olabileceği umudunu vermektedir.

Bu durum cirit atma branşında farklılaşmaktadır. Dekatlonculara fiziksel özellikleri ciritçilerin fiziksel özelliklerine çok benzemesine rağmen, dekatlonun bu branşındaki sonuçlar 1922'de A. Klumberg'in 62.20 m.'lik ilk dünya rekorundan beri pratik olarak aynı seviyede kalmıştır. Karşılaştırma yapılacak olunursa, D. O'Brien'in (1992) son rekoru 62.59 m.mdir ve Klumberg'iin performansı N. Avilov'un (1972) 61.66 m., D. Thompson'un (1982) 60.52 m. ve J. Hingsen'in (1984) 59.86 m.'lik atışlarından daha iyidir. En iyi sonuç K. Bendlin'in (1967) 74.85 m. ve R. Johnson'un (1958) 72.59 m.'lik atışlarıdır. Ancak ciritteki değişimlerin, dekatloncuları bu branştaki performanslarını, cirit atmaya özelleşmiş atletlerin performanslarına oranla daha az etkilediğini vurgula­mak gereklidir. Cirit atmadaki bu gelişimin yetersizliği, muhtemelen antrenör ve atlet­lerin dekatlon antrenmanının ilk yıllarında bu branşa yeterli dikkati vermemelerinin bir sonucudur.

Dekatlondaki rekorlar o kadar uzun süreli değildir. 2.Dünya Savaşı yılları göz önüne alınmazsa, B. Jenner’in (1966) 4yıl ve D. Thompson’un (1984) 8 yıl süren rekorları hariç diğer rekorlar 3 yıldan daha az sürmüştür. 1922’den 1962’ye kadar 10 atlet tarafından 16 rekor kırılırken , bundan sonraki 30 yıl içerisinde yine 10 atlet tarafından bu kez 17 rekor kırılmıştır. Üç atlet ki bunlar  B: Jenner, R. Johnson ve J. Hingsen’dir. 3 kez rekor kırarlarken, D: Thompson 4 rekor kırmıştır.

Günümüzden sonraki birkaç yıl içerisinde dekatloncular, 9000 puanlık barajı geçeceklerdir. Analizlere göre, dekatlonda gelecek nesillerin rekortmenleri kazanma için gerekli olan  150-200 puanı ilk olarak atma branşlarından elde edebileceklerdir.

 

 

 

 

 

 

 

   

Yayına Hazırlayan : Nalan MUSLU