ANAEROBİK EŞİK KAVRAMI

 

Bayram ACAR

 

            Anaerobik Eşik ilkkez 1964 de Wasserman ve Mc.Llroy  tarafından tanımlandı. Ayrıntılı açıklama ise Wasserman ve arkadaşlarınca 1973 yılında yapıldı. Sonraki yıllarda çeşitli çalışmalarda Wasserman ve arkadaşları WİPP ve arkadaşları Beaver ve arkadaşları tarafından anaerobik eşik in anlamı tartışıldı ( akt. Demirel 1990).

 

            Uzun zamandan beri oksijen tüketimini gereksinmeyi karşılayamadığı durumda kasta ve kanda laktik asidin birikmeye başladığı bilinmekteydi. Böylece anaerobik metabolizma tarafından sağlanan, aerobik enerji üretiminin üzerindeki egzersiz VO2 düzeyini belirlemek için Anaerobik Eşik Kavramı oluşturulmuştur. (Arkt. Demirel, 1990)

 

            Anaerobik Eşik, laktik asidin kanda birikmeye başladığı, bir başka deyimle anaerobik metabolizmanın hızlandığı yani lüzumlu total enerjide anaerobik proseslerin payının belirgin bir şekilde artmaya başladığı efor düzeyidir.(2,9,11,14,17)

 

            Laktik asit glikolitik son ürünlerin atılması nın bir nevi supap rolü oynamaktadır. Bu sayede birikim önlendiğinden glikoz yolu daha uzun süre devam edebilmektedir. Böyle bir dönüşüm olmasaydı glikoz yolu daha uzun süre devam etmeyecek, birkaç saniye sürecekti, halbuki solunum yolundan oksijen temini duraklasa da glikoz dakikalarca devam edip organizmaya ATP sağlanabilmektedir. Anaerobik Eşik veya kan laktak birikim noktası, egzersizde oksijen kullanım oranı azaldığı zaman kan laktak konsantrasyonunun artmasından kaynaklanmaktadır(15).

 

            Laktakın kana geçiş hızı kanda eliminasyon hızına eşitse  kan laktak konsantrasyonu değişmez. Buna laktak state’i denir. Maksimal Steady State değerine tekabül eden yüke Anaerobik Eşik adı verilmişti (4)

 

            Anaerobik Eşik, bir çok kaynakta 4 mMol/Laktak düzeyi olarak belirtilmektedir. Heck ve Ark. Laktik asit maksimum steady setate değerini 2.85-5.20 nM/I arası tespit etmiş ve ortalama olarak 4.05 mM/I değerini bulmuştur. Heck ve Arkadaşlarının “4 mM/I Laktat Eşiği” dediği bu ortama değer, Kinderman ve arkadaşlarının “Anaerobik Eşik”, Sjodin ve Arkadaşlarının da “Kan Laktak Birikiminin Başlangıcı= OBLA^olarak adlandırdıkları kavramlar karşılık gelir. Ancak bazı laboratuarlarda 2.5 mMol laktak düzeyi threshold (eşik) değeri olarak kullanılmaktadır (2,6,11,16 )

 

            Efor şiddetini Max VO2’nin yüzdesi alarak ifade edersek anaerobik eşik VO2’nin %60-70 civarındadır. Elit sporcularda bu düzey %85’ e kadar çıkabilmektedir. Uygulanan dayanıklılık antrenmanlarının kendine özgü etkilerinden biri sadece MAX VO2’yi geliştirme değil, aynı zamanda organizmayı MAX VO2’nin büyük bir kısmını çok az bir laktik asit birikimi ile kullanabilir duruma getirmektedir. Bu ise sporcuya yorgunluk duymaksızın Eforunu daha etkin bir şekilde daha uzun bir süre devam ettirebilme olanağı sağlar. Efor esnasında kanda laktik asit birikiminin az olması o şahısta antrenmanla anaerobik eşiğin yükseldiğinin işaretidir. Anaerobik eşiğe tekabül eden efor (gerek MAX VO2 % olarak, gerek nabız olarak) o sporcunun uygulayacağı etkili antrenmanın optimal dozunun ne olması konusunda bize bilgi verir (2,9,10,14,17).

 

            Bir çok laboratuar testlerinde, egzersizin veya oksijenin alımı bulgularında amaç, kan laktak konsantrasyonunun 2.5-4mMol arasında değeri nerede kazanacağı standardize etmektir (15)

 

            Anaerobik eşik bir dayanıklılık kriteridir. MAX VO2’den daha güvenilir bir dayanıklılık kriteridir ve antrenmanlarla yaklaşık %40-45 arası geliştirilebilir. (10)

 

            Anaerobik eşik kavramı antrenörlükte bilimsel bir rehber önemindedir. Deneyimli uzun mesafe atletleri yorgunluğa yol açmadan laktak birikimini hangi hızla tolere edeceklerini bilmektedir. (1,15)

 

 

ANAEROBİK EŞİĞİ BELİRLEMENİN ÇEŞİTLİ YOLLARI

 

1.                  Solunum dakika volümü ve egzersizin şiddeti (veya O2 kullanımı ) ilişkisi, değerler absis ver ordinata konarak araştırılır. Aralarındaki doğrusal ilişkinin bozukluğu efor düzeyi anaerobik eşiktir (2,11)

2.                  İki veya daha fazla efor düzeyinde kan laktadı ve nabız sayısı tayin edilir. Absis de MAX VO2’nin yüzde değeri olarak efor, sağ ve soldaki ordinatlarda da kan laktadı ve kalp atım sayısı düzeyleri gösterilir. Kanda 4mMol/Laktak düzeyi Anaerobik Eşik olarak kabul edilir ve bu düzeye MAX VO2’nin hangi kademesinde erişildiği bulunur (2,11)

3.                  Bir başka metod genellikle Alman araştırıcıların kullandığı metodudur. Sporcu yürüyen koşu bandı üzerinde muhtelif süratlerde koşturulur. Örneğin bandın ilk sürati 2.3m/s olup her 3 dk bir sürat arttırılır. Sürat 3 m/sn’ye çıkarılır. Yarım dakika ara verilir, bu arada laktak için kan alınır. Bandın sürati daha sonra 3.5 m/sn’ ye çıkarılarak aynı işlemler tekrarlanır. Abise bant sürati, ordinata kan laktak değerleri yerleştirilerek 4mMol/Laktak düzeyine hangi band süratinde erişildiği bulunur (2,11)

 

Çelebi, Aydın, Kalyon (1994) tarafından güvenilirlik testi yapılan Conconi testi güvenilirliği konusunda çok tartışılan bir yöntemdir. Bu testin esası artan iş yükü ile birlikte nabız eğrisinde meydana gelen doğrusal artışın anaerobik eşiğe karşılık gelen yerde defleksiyon yapmasıdır. Çelebi, Aydın, Kalyon (1994) bu test konusunda kesin yargıya varabilmek için laktik asit ölçümleri ile olan kolerasyonu da incelemek gerekliğini savunmuşlardır (4)

 

Ülkemizde spor bilimleri alanında kullanıma sunulan elektro-enzimatik laktak analizörlerinin sayısı gün geçtikçe artmakta ve bunlara yapılan analizler sonucunda sporcularımızın yüksek performansa ulaşımı için gerekli rehberlik hizmetleri yerine getirilebilmektedir (6)

 

Bu analizör ile kandan Total Kan Laktadı (TKla), Plazma Laktadı (Pıa), Ekstra-Sellular Kan Laktadı (ESla) analizi yapmak mümkündür. Bunlardan en geçerli olanı (kabul edileni) Total kan laktadı (TKla) olmakla beraber maliyeti yüksektir. PIA ve ESla analiz metotları TKIa’ya göre daha ekonomiktir. Plazma Laktak analiz Total kan laktadına göre en yakın sonuçları veren metot dur (6).

 

Diğer taraftan laboratuarlarda egzersiz testleri genellikle koşu bandı veya bisiklet ergometresinde  gerçekleştirilir. Egzersiz testinin, sporcunun branşına uygun bir koşu bandı kuralına dayanarak, atletizm koşu kurallarında yer alan atletlerin laboratuarda gerçekleştirilen dayanıklılık testlerde koşu bandı üzerinde yapılmalıdır. Ancak her laboratuarda uygun bir koşu bandı olmayabilir veya belli bir dönem için devre dışı kalmış olabilir. Ayrıca, alan şartlarında ölçüm daha gerçekçi sonuçlar verebilir (9,16)

 

ANAEROBİK EŞİKLE İLGİLİ YAPILMIŞ BAZI ARAŞTIRMALAR

 

Öncelikle bir çok araştırmada 4 nMol laktak eşitliği “Anaerobik Eşik” olarak baz alınmaktadır (2,3,6,7,9,11,12,13,14,15,16,17)

 

Çolakoğlu, Turgay, Acarbay, Selamoğlu (1993) yaptıkları araştırmada Ekstra selüler kan laktadı (ESL) ile tespit edilen 4 nMol/I Laktak Eşiği hızında 20 dk koşudan sonra ESL değerleri ortalama 7.375 mMol/I, (TKL 9.mmol) bulunmuştur. Bu değerler.ESL tespit edilen 4mmol/l, Laktat  eşik hızında 20 dakika koşu sonrası TKL değeri 3.967 mmol/l (ESL 3.075 mmol) olarak saptanmıştır. Bu değerler steady state değerlerine uygundur. Bundan dolayı 4 mmol/l Laktat eşiğinin TKL ile tespit edilmesi gerekir(6).

 

Bunc ve Eller (1993) çalışmasından benzer antrenman koşullarındaki genç ve yetişkin atletlerin, solunum eşikleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(3).

 

Maffuli, Giovanni, lancia  (1991)’de dayanıklılık koşucularının olduğu Çalışmalarında 5000 m, 100000 m ve bir saatin üstündeki yarışmalarda koşu hızıyla anaerobik eşik arasında yüksek korelasyon bulmuşlardır. Kısa mesafelerde örneğin 800 m’de koşu hızıyla anaerobik eşik arasında anlamlı bir korelasyon bulunamamıştır.(13).

 

Çolakoğlu, Tugay ,  Dündar, Turan, Acarbey (1995)’in çalışmasında belirli plazma laktat konsantrasyon veren koşu hızları ve 5000 m koşu performansı arasında yüksek bir korelasyon bulunmuştur. (8)

 

İşleğen, Acarbey, Durusoy, Karamızrak, Turgay, Elmacı (1994)’in yaptıkları çalışmada anaeorbik eşik ve indirekt MAX VO arasında herhangi bir korelasyon bulunamamıştır. (12)

 

Tamer, Çağlar, Günay, Gökdemir, Gökmen (1994)’in  yaptıkları çalışmada aerobik antrenmanın anaerobik eşik üzerine de laktit asidi tolere etmesi açısından anlamlı etkisi olduğu görülmüştür.

 

Conconi ve Arkadaşları (1982), MAX VO2 ve kalp atım hızı arasındaki ilişkiden yola çıkarak 210 atlet üzerinde koşu hızı ve kalp atımları ilişkisini belirlemeye çalıştılar.200, 400 ve 1000 m.’lik mesafelerde koşu hızının giderek arttırılarak yaptıkları testlerde kalp atımlarının belirli bir hızdan sonra doğrusallıktan ayrıldığını gördüler. Koşu hızı ile laktat ve kalp atım sayısı ilişkisi karşılaştırıldığında kalp atımlarının doğrusallıktan ayrıldığını koşu hızının laktata da  görülen ve anaerobik  eşik diye adlandırılan artışa uyduğu görüldü.500m, maraton ve 1 saat yol yarışında birkaç önce uyguladıkları test ile bu koşullarda elde edilen koşu hızı ortalamaları karşılaştırıldığında, 5000 m koşanlarda r=0.93, maraton koşanlarda r=0.95 ve bir saat yol koşucularında r=0.99’luk ilişki buldular. (Akt. Demirel)

 

Taraka ve Arkadaşları (1984) anaerobik eşik şiddetinde kullanılan 02 miktarındaki artımın dayanıklılık  performansı ile yüksek bir ilişki gösterdiğini ve 5-10 km performansında anaerobik eşik hızının gelişiminin etkili olduğunu ortaya koymuşlardır. (Akt. Çolakoğlu, Tugay, Dündar, Turan, Acarbay,1995)

 

Ohkuwa ve ark. (1984) 12 dakikadan daha kısa süren maksimal 300 m koşusu sonrasında en yüksek laktak konsantrasyonun 12 mmol olduğunu bildirmişlerdir. (6)

 

Çolak ve Açıkçada(1996)  anaerobik eşik noktasındaki ve yarı maratondaki parametreleri incelemişlerdir. Maraton yarışının birinci bölümünde anaerobik eşik ile koşu hızı arasında anlamlı fark bulunamamıştır. İkinci bölümünde anaerobik eşik ile koşu hızı arasında anlamlı bir far bulunmuştur.(5)

 

 

KAYNAKLAR

 

  1. Açıkada,Ç. Ergen, E. (1990). Bilim ve Spor Ankara: Büro-Tek Matbaacılık.
  2. Akgün, Prof.Dr.N.(1992) Egzersiz Fizyolojisi. İzmir: Ege Üni. Basımevi.
  3. Bunc, Ph., Dr., D., V., Heller , M.D.J.(1991)’’Ventilatory Treshold in young and Adult Female Athlets’’The Journal of  Sports Medicine and Physical Fitness. 33 (3) 233-237
  4. Çelebi, M., Aydın, T., Kalyon, T.A.819949. ’’Anaerobik Eşiğin Belirlenmesinde Conconi Testinin Güvenilirliği’’Spor Bilimleri 3. Ulusal Kongresi Bildirileri, Ankara: Hacettepe Üniversitesi. 20-22 Ekim 1994 s. 7
  5. Çolak, R., Açıkada, C. (1996).’’Anaerobik Eşik Yarı Maraton Koşusu İlişkisi’’ 4. Spor Bilimleri Kongresi Bildiri Özetleri.Ankara: Hacettepe Üniversitesi 1-3 Kasım 1996 s. 52
  6. Çolakoğlu, M., Turgay, F., Selamoğlu, Ş., Çolakoğlu, S. (1993). ‘’Değişik Efor Düzeylerinde Ekstrasellüler  Kan LAktadı Arasındaki Farklar ve Uygulamadaki Önemi’’.Spor bilimleri Dergisi(4)2,3-11.
  7. Çolakoğlu,M., Turgay, F., Selamoğlu, Ş., Çolakoğlu., S. (1993). ‘’Belirli plazma laktad Konsantrasyonu Veren Koşu Hızları ve 5000 m  Koşu Performansı Arasındaki İlişkiler’’. Spor Bilimleri Dergisi(6), 1.3-12
  8. Demirel, H. (!990). ‘’Anaerobik Eşiğin Fizyolojik Anlamı’’. Spor Bilimleri 1. Kongre Kitabi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi. 557-583
  9. Ergen, Doç.Dr.E., Demirel, Dr.H., Güner, DR. R., Turnagöl, Uz.Dyt.H., (1993) Spor Fizyolojisi. Eskişehir: Etam A.Ş. Web Ofset
  10. Fox, E.L.,(1984). Sport Physiology. USA: Cbs College Publishining.
  11. Gündoğan, N. (1991). Standart Hızda Farklı Koşu Şekillerinden Metabolik Cevap Farklılıkları (Yayınlanmıs Doktora Tezi) İstanbul: Marmara Üniversitesi.
  12. İşleyen, C., Acarbey, S., Durusoy, F., Karamızrak, O.S., Erdinç, T., Turgay, F., Elmascı, S.A.(1992)’’Profesyonel Futbolcuların Anaerobik Eşik Değerinin Laktik Asit Ölçümleri ile Hesaplanması’’ Spor Bilimleri Ulusal Kongresi Bildirileri Ankara: Hacettepe Üniversitesi, 20-22 Kasım !992. 278-280.
  13. Maffulli. N., Giovanni, C., Lancia, A. (1991) ‘’ Anaerobik Thereshold and Performance in Milde and Long Distance Running’’ The Jaurnal Of Sports Medicine and Physical Fitness. 31 (3) 232-237
  14. Özçaldıran,B. (1991)Bir Sezon Uygulanan Yüzme Antrenmanlarının Aerobik ve Anaerobik Kapasitelerinin Kan ve Laktik Asit Kinetikleri ile İncelenmesi ( Yayınlanmış Doktora Tezi) İzmir: Marmara Üniversitesi.
  15. Pehlivan, B. (1991) Bikarbonat Yüklemenin Yüksek Yoğunluktaki Performansına Etkileri( Yayınlanmış Doktora Tezi ) İstanbul: Marmara Üniversitesi
  16. Tamer, K., Çağlar, A., Günay, M., Gökdemir, X., Gökmen, A.(1994,) ‘’ Anaerobik  Antrenmanın  Anaerobik Eşik Üzerine Etkisi’’ Spor Bilimleri 3. Ulusal Kongresi Bildiri Özetleri. Ankara : Hacettepe Üniversitesi.
  17. Turan, T.(1989) Elit Oyuncuların Fizyolojik Profillerinin İncelenmesi ( Yayınlanmış Doktora Tezi) İstanbul: Marmara üniversitesi.

 

Yayına Hazırlayan : Emrah POLAT