1904

1 Temmuz- 23 Kasım 1904

III. Olimpiyadlar ST.LOUIS

 

Açılışı Yapan: David Francis

Katılan Ülke Sayısı:13

Katılan Sporcu Sayısı:687(681 erkek -6 bayan)

En Çok Madalya Kazananlar

Aton Heida                   (ABD-Jimnastik              5A 1G         Toplam 6)

George Eyser               (ABD-Jimnastik              3A 2G 1B    Toplam 6)

Burton Downing           (ABD-Bisiklet                 2A 3G 1B    Toplam 6)

Marcus Hurley             (ABD-Bisiklet                 4A 1B         Toplam 5)

Charles Daniels            (ABD-Yüzme                 3A 1G 1B    Toplam 5)

Albertson Van Zo Post (ABD-Eskrim                 2A 1G 2B    Toplam 5)

James Lighbody           (ABD-Atletizm               3A 1G         Toplam 4)

Frang Kungler             (ABD- *                         1G 3B         Toplam  4)

Ray Ewry                     (ABD-Atletizm               3A)

 

(*) Kungler güreş ağır siklette 1 gümüş, halterde 2 bronz ve halat çekmede de 1 bronz alarak tek bir olimpiyatta üç ayrı spor dalında madalya kazanan tek sporcu oldu.

 

 

YIL’IN OLAYLARI

      Sadece 93 günlük bir saltanattan sonra Abdülhamit tarafından 28 yıl Çırağan Sarayında yaşamaya mahkum edilmiş V. Murat 64 yaşında öldü. İsyancı Arnavutlardan oluşan 16000 kişilik bir kuvvet Osmanlılarla çarpıştı ve 800 kişi hayatını kaybetti. Gücü bilinmeyen Japonlar uzak doğu’da çarlık Rusya’sı ile girdikleri savaşta galip geldiler. Fransa ve İngiltere dünya üzerindeki toprak parçalarını paylaştılar ve ortak bir düşmana karşı birleştiler. Rus işçileri Bakanı Plehve’nin öldürülmesi ayaklanmalara yol açtı. İngiliz hükümetinin baskısı sonucu, Belçika, Kral’ın kendi malı olan Kongo’daki katliamı durdurdu. Amerika kıtasındaki Avrupa etkisini kısıtlamak amacıyla ABD, Monroe Prensiplerini açıkladı. ABD, Panama Kanalını yöneten Fransız şirketini 40 milyon dolar’a aldı. New York Metrosu açıldı ve ilk gün 150 000 kişi taşındı.

    Paris’te FIFA kuruldu. İlk poşet çay Amerika’da satışa sunuldu. Alman Hulsmeier 1930’larda kullanılmaya başlanacak Radar’ın prensiplerini açıkladı. Madam Cruie radyum ve plonium’dan oluşan uranyum’u keşfetti. Batı’da Doğu’ya karşı uyanan ilgi İtalyan besteci Puccini’nin “Madam Butterfly” operasını yazmasıyla daha da canlandı. İngiltere ve Almanya Çin ile anlaşarak, ülkeye yabancıların saldırısının önlenmesi ve Çin’in dünya ticaretine açılmasını kararlaştırdılar. Hicaz demiryolu’nun yapımına başlandı.

 

 

       Atina’da yapılan Olimpiyadlar’ı Yunanlılar’ın sahiplenmek istemelerini, Paris Olimpiyadları’nda ise kendi vatandaşları tarafından dışlanarak 1900 Oyunları’nın bir panayıra dönüşünü üzüntü ile seyreden Coubertin için yapılacak tek bir şey kalıyordu. Bundan sonraki Olimpiyadlar mutlaka Amerika veya İngiltere’de yapılmalıydı.

       Amerika,bu yüzyılın başında Avrupa için sanki bambaşka bir dünya idi. Amerika,ilk iki Olimpiyadlar’daki  başarılı atletleri ile tüm Avrupa’yı büyülemişti. Coubertin,1904 Olimpiyadları’nın New York’ta yapılmasını isterken,1889 ve 1893’te iki kez bulunduğu ve çok iyi dostlar edindiği Chicago’dan gelen adaylık başvurusuna da sıcak bakıyordu.Bu arada, Missouri eyaletindeki St.Louis kenti de aday olacağını ifade etmesine rağmen,seçim tarihi geldiğinde ortada sadece Chicago’nun adaylık başvurusu vardı ve IOC,1904 Oyunları’nın Chicago’da yapılmasına karar verdi.

       Aslında bu arada, Coubertin Amerika’da da bazı düşmanlar kazanıyordu. Amerika’da 1980’lere kadar uzayacak ve okul dışı tüm amatör sporları yöneten kuruluşun o zamanlar başında bulunan James Sullivan, Coubertin’e karşı cephe almıştı. Sullivan bir taraftan gelecek Olimpiyadlar’ın Philadelphia ‘da yapılması için el altından etkili gazetelerde yazılar yayınlatırken,diğer taraftan da 1901 yılında New York eyaletinin Buffalo kentinde yapılacak olan Pan-Amerikan Fuarı yanında Olimpiyadlar’ın yapılacağını da iddia etti.

       Sullivan daha ileri giderek,soylu Coubertin’e başkaldıran sokaktaki adam gibi “Coubertin veya etrafındakilerin Olimpiyadlar veya uluslar arası spor yarışmalarının nerede yapılacağına karar verdikleri devir geride kalmıştır” diyerek IOC’ye karşı çıktı ve dört yılda bir yapılması gereken Olimpiyadlar için çok anlamsız bir tarih olan 1901 yılını ortaya attı.

       Olimpiyadlar’ın Chicago’ya verildiğini duyan St.Louis Fuarı yetkilileri telaşlandılar. O yıl, Amerika için çok önemli bir olayın 100.yıldönümü olacaktı. XIX. Yüzyılın başında, Amerika topraklarının dörtte biri kadar,2milyon kilometrekarelik  büyük bir bölgenin XVII. Yüzyıldan beri sahibi olan Fransa,bu uçsuz bucaksız araziyi 1803 yılında Amerika’ya 15 milyon dolara satmıştı. Bu mutlu olayın kutlanması ödevi de St.Louis kentine verilmişti. Başkan Theodore Roosevelt’e konunun önemi anlatıldı ve Roosevelt de Coubertin’den, Oyunlar’ın Chicago’dan St.Louis’e alınması konusunda ricada bulundu.Bir Amerikan Cumhurbaşkanı’nın ricası 22 Aralık 1902 günü IOC’de yapılan oylamada , beş çekimser oya karşılık çoğunlukla kabul edildi.

       Coubertin ve IOC’yi bekleyen tehlike de birden bire ortaya çıktı. Organizasyonu yapacak yine bir Dünya Fuarı zihniyeti olacaktı.Olay daha ziyade bir ticari anlayışla yönetilecek, Amerika’nın gücünü dünyaya gösterecek ve spor da bilmeyenlerin elinde oyuncak olacaktı. İşin daha kötü yanı,organizasyon komitesinin başına da Coubertin’i pek sevmeyen Sullivan getirilmişti.

       Bir müddet sonra ipler koptu,Coubertin ve IOC’nin adı dahi anılmaz oldu ve Organizasyon Komitesi akıl almaz kararlar alarak,sporla ilgisi dahi olmayan  branşları programa soktular ve Oyunlar programını da 1 Temmuz ve 23 Kasım arasına yaydılar.

       St.Louis yöneticileri Olimpiyadlar’ı bir laboratuar gibi kullandılar. Dünya’nın dört bir köşesinde yaşayan ilkel kabilelerden getirdikleri insanların fiziki güç ve mental kapasitelerini ölçmek için “Antropolojik Olimpiyadlar” adı ile çeşitli spor dallarında yarıştılar ve olayın Olimpiyadlar’dan çok sirk’e dönüşmesi için ellerinden geleni yaptılar.

 

 

Amerikalı Ray Ewry katıldığı dört olimpiyatta da 10 altın madalya kazandı.

 

         Doğrusu,o yıllarda Amerika,Avrupa’dan bir “cennet” gibi görülüyordu.Ama Amerika aslında bir cennet kadar da uzaktı. Koskoca bir okyanus aşıldıktan sonra, koskoca bir kıtanın da yarısı geçilerek St.Louis’e ulaşılıyordu. Bu nedenle Fuar’da 66 ülke temsil edilirken,Amerika dışı 12 ülkeden sadece 162 sporcunun katıldığı  1904 Olimpiyadları’nda katılımın çoğunu Amerikalılar oluşturdu. Bunun sonucu olarak da,dağıtılan 280 madalyanın 255’ini Amerikalılar aldılar.

       St.Louis Olimpiyadları,bir bakıma ülkeler ve bireysel sporcular arasında değil,sanki Amerika’nın en büyük iki rakip  spor kulübü arasında geçti. Basının da desteklediği bu çekişme sonunda New York Athletic Club küçük bir farkla Chicago Athletic Association’ı geçti.

       Spor tesisleri bakımından St.Louis elinden geleni yaptı. Ama yüzücülerin kent yakınındaki bir göl ortasına konan büyük bir sal’dan yarışa başlatmaları Olimpiyadlar tarihine giren “Garip Olaylar” arasında yer aldı. Atletizm’de başarılı şampiyonlar,yine seyircilerin coşkuyla destekledikleri yarışmalar sergilediler. Oyunlar’ın en popüler şampiyonu,durarak atlamalarda   3 birincilik alan Ray Ewry oldu. Archie Hahn 60,100 ve 200 metrelerdeki birincilikleri ile Oyunlar’ın “En Hızlı Adamı” olarak ilan edildi. O zamanki kurallara göre, tabanca patlamadan önce çıkış yapanlara verilen 2 metrelik geriden başlama cezasının,üç kuvvetli rakibine uygulanması, 200 metrede Hahn’ın çok işine yaradı ve bu yarışı rahatlıkla önde bitirdi.

 

 

Amerikalılar, Afrika’dan yerlileri getirerek ancak 68 yıl sonra Olimpiyat programına konacak okçuluğu dünyaya tanıtmış oldular.

 

       Yabancı sporcuların azlığı nedeniyle madalyaların çoğu Amerikalılar arasında pay edilirken,bazı daha kabiliyetli olanlar,bugün geriye bakıldığında tekrarlanamayacak bazı başarılar elde ettiler. Bunlar arasında 22 yaşındaki James Lightbody 800 ve 1500 metrelerdeki birinciliğine ilaveten,anlamsız bir mesafe olan 2590 metrelik steple (engelli) koşu da birinci geldi.

       St.Louis Oyunları’nda bazı mesafeler metrik sisteme göre,diğerleri de İngiliz ölçüm birimlerine göre programda yer alıyordu. Bu nedenle,,440 yarda(402 metre) üzerinden koşulan engelli yarışında,daha önce atletizmde iki birincilik almış olan Harry Hillmann, üçüncü altın madalyasını kazanırken,ardından üçüncü gelen George Poage da, Olimpiyadlar tarihinde Amerika adına ilk madalya kazanan zenci sporcu oldu.

       St.Louis’de oynanacak “oyunun” Olimpiyad Oyunları ile hiçbir ilişki ve benzerliği olamayacağını daha önceden kestiren Coubertin yarışmalar için ,o kadar hayran olduğu, Amerika’ya gitmek gereğini dahi duymadı.

       Amerikalı spor sever,St.Louis Fuarı ve Olimpiyadlar’ı,o kendine özgün optimist tavrı ile duymuş,gezmiş,seyretmiş,eğlenmiş ve kabul etmişti. Ama olay Coubertin için bir kabus gibi ortaya çıkmıştı. Olimpiyadlar, kendi başına yaşamalı ve kendi kişiliğini bulmalıydı.Yoksa Olimpiyadlar kısa sürede söner ve biterdi.

       Bu pek de başarılı olmamış üç denemenin oluşturduğu olumsuz imaj,dört yıl sonra yapılacak olan 1908 Oyunları’na kadar nasıl gelişecek ve nerelere kadar çekiştirilecekti? Coubertin,hiç de hoşlanmadığı çelişkili günler yaşıyordu.Sanki Olimpiyadlar’ın geleceği bir pamuk ipliğine bağlanmıştı.

       Ama bu inatçı adam, gene fırsatları değerlendirmesini bilecek ve evvelce elinin tersiyle ittiği bazı önerileri,ilerdeki amacına uygun oldukları için, kabul eder gibi davranacaktı.

       Coubertin , Olimpiyadlar’ın elden çıkmasına ve elinden kayıp gitmesine izin veremezdi.

 

En Çok Madalya Kazanan 10 Ülke :

                                   A       G         B

Amerika                    67       72       75

Almanya                     4         4         4 

Kanada                      4          1         1

Küba                          3         0         0

Macaristan                 2          1         1

Avusturya                  1          1         1

İngiltere                     1          1         0

Yunanistan                 1          0          1

İsviçre                       1          0          1

Fransa                       0          1          0

 

 

Yayına Hazırlayan : Cüneyt TANER - Samet YILMAZ