1956
22 KASIM 8 ARALIK 1956 10 17 HAZİRAN 1956 STOKHOLM(Binicilik)
16. OLİMPİYATLAR MELBOURNE
Olimpiyat meşalesini taşıyan: Ron
Clarke (Melbourne) HansWinke, Karin Lindber, Henri Erikson (Stockholm)
Açılış yapan: Edinburgh Dükü
(Melbourne) Kral 6. Gustaf Adolf (Stockholm)
Katılan ülke sayısı: 72
Katılan sporcu sayısı: 3342
(2958 erkek 384 bayan)
En çok
madalya kazananlar:
Larisa Latynina (Rusya jim.) 4A 1G 1B toplam 5
Viktor Chukarin (Rusya Jim.) 3A 1G 1B toplam 5
Takashi Ono (Japonya Jim.) 1A 3G 1B toplam 5
Valentin Muratov (Rusya Jim.) 3A
1G toplam 4
Tamara Manina (Rusya Jim.) 1A 2G 1B toplam 4
YILIN OLAYLARI:
Dünya sanki bir gün komedi bir gün ram oynayan bir
sahneye dönmüştü. Bir taraftan barış türküleri söylenirken diğer taraftan savaş
çığlıkları atılıyordu. Sovyetler Amerika ile 20 yıllık bir barış antlaşmasını
önerirken Sovyet liderleri İngiltereyi ziyaret ediyorlar Kruşçev üç yıl önce
ölen Stalinin kanlı iktidarını yenerken Polonyada işçiler ayaklanıyor ve
Macaristanda komünist rejim sallanırken Rus kuvvetleri kanlı bir çatışma ile
Budapeşteyi yerle bir ediyordu. Bu ada Mısırda Albay Nasır iktidara geliyor
Süveyş konusuyla ilgili İngiltere ve Fransa ile arası açılıyordu. İsraille
birleşe İngiliz ve Fransızlar Süveyşi ele geçiriyorlarsa da yeniden seçilen
Amerikan başkanı Eisenhowerın sert çıkışı nedeniyle yöreden çekilirken
Kıbrısta Makarios terörist olduğundan İngilizler tarafından Seychelis
Adalarına sürgün diliyorlardı. 2. Dünya Savaşının iki kötü adamından biri
olan Japonlar da Bileşmiş milletlere üye olabiliyorlardı.
Amerikan Bell Telephone şirketi bundan böyle telefonda
konuşanların birbirlerini görme imkânını sağlayan bir sistemi açıklıyordu.
Dünya geleceğe korkulu gözlerle bakarken Monaco Prensi Rainier Amerikalı artist
Grce Kelly ile evleniyor ve Amerikada başlayan Rock and Roll deliliği tüm
dünyayı sarıyordu. Türkiyede ise Amerikan Başkan yardımcısı Nixson, ağırlanıyor ve ortaokullarda din
öğretimi yapılmasına karar veriliyordu.
IOC, 1949yılında olimpiyatların
Avrupa ve Amerika dışına çıkışını sağlayan adımı atarak,1956 oyunlarının
Melbourne de yapılmasına karar verdi. Fakat bölgesel bir kural ve 1956 yazında
başlayan bir takım olaylar epey karmaşa yarattı.
Her şeyden önce, Avustralya da mevsimler Avrupa ve amerikanın tam tersine
işliyor ve kuzey kışa girerken, aşağısı ilkbahardan çıkıyordu. Bu nenle
oyunların kasım içinde olması zorunluydu. Kasım içinde, spor yapan öğrencilerin
okulda olmaları işi daha zor bir duruma sokuyordu.
Bu durumu her ülke ve her sporcu anlamış ve kabul etmişti. Ama unutulan bir
başka husus vardı. Avustralya yarışmalar için ülkeye sokulacak her türlü
hayvanın altı ay karantinada altında tutulası koşulun uyguluyordu. Böyle bir
durumda olimpiyat programında bulunan her türlü at sporlarının yapımsıda zor
olacaktı.
IOC, buna bir çare buldu. Kendi
kurallarına karşı gelerek, bu tür sporların, bu konudaki kuralları daha yumuşak
olan İsveç de ve Haziran ayı içinde yapılmasını kararlaştırdı.
Yaz ortasında birbiri ardına
parlayacak iki alev neredeyse dünyayı da tutuşturacak ve olimpiyatların da yara
almasına neden olacaktı. Mısır hükümeti 1956 Haziranında uluslar arası bir
kuruluş tarafından yönetilen Süveyş kanalının 72 yıl sonra, kendi iradelerine
geçtiğini ilan etti. Yörenin stratejik durumu ve ticari kanaların kontrol
altına alınması anlamına gelen oldubitti İngiltere ve Fransa tarafından hoş
karşılanmadı. Bu ikiliye katılan İsrail e birlikte üç devlet mısır a
saldırdılar.
Birdenbire barut kokusu havayı sardı. Amerikanın araya girmesiyle ile
saldırganlar geri çekildiler.
Bu kapışma yatışı derken Macaristanda olaylar patladı. Gençler sokaklara
dökülerek demokratik bir devlet anlayışı istediler. Hükümetler gitti, yeniler
geldi. Ama işin tadı kaçmıştı. Rusya doğu blok ülkelerini üstündeki Egemenliği
kaybedebilirdi. Kısa bir süre önce, Stalinlin diktatörlüğünü yeren bir konuşma
ile Rusyada sıcak bir esinti olduğu izlenimini veren Kruşçev Stalinci
aratmayacak bir tarzda, tanklarını gönderdi, on binlerce kişinin öldüğü ve
30000 üstünde kişinin yaralandığı söylenen bir yıldırma harekâtını yaptı. Bunun
üzerine dünya ayağa kalktı. Mısır, Lübnan ve ırak kendi nedenlerini öne sürerek
olimpiyatları boykot ettiler. Hollanda ve ispanya, Rusların tutumunu
ileri sürerek boykot karar aldılar. Macar atletlerin bir kısmı, ülke
sanırları dışında olduğu için, gitmek isteseler de ülkelerine dönemezlerdi.
Zira Macar sınırları kapanmıştı. Bir başka Macar sporcu kafilesi, Rus atletleri
ile gemide Melbourne a gidiyordu, olaydan ancak Avustralya ya vardıklarında
haberleri oldu. Bu arada, olimpiyatların yapılmaması konusundaki tüm önerileri IOC
Başkanı Bundage geri çevirdi.
Olimpiyat meşalesini Ron Clarke adında genç bir atlet taşıdı. Clake
1960larda 5000 ve 10000 metrelerde birkaç kez dünya rekoru kıracak ama bir
türlü olimpiyat şampiyonu olamayacaktı.
Oyunların ilk gününde Rus mesafe
koşucusu Vladimir Kuts kazandığı 10000metre finalinde rakipleri ile sanki
kedi fare oyununu andırır üstünlüğü ile stadı ayağa kaldırdı. İlk 5000 metreyi
Zapotekin dört yıl önce finalde koştuğu kadar hızlı koşabilen bu atletin
akasında İngiliz atleti Pirie yarışı bitkin bir halde ve 8. olarak
bitirebildi. Bundan 5 gün sonra yapılan 5000 finalinde ise Pirie Kutsla değil
sadece madalya almak için koştu ve ikinciliği rahatça kazandı.
Maratonda,1948den beri Zapotekin
gölgesi gibi koşan, Cezayir asıllı Fransız Mimoun, iki yıl önce, kısa
sürede onu yatalak hale sokan siyatikten kurtulup birinci geldi. Bu yarışta 6.
gelen ZApotek atı ay kadar önce, idman olsun diye karısını fırtına alıp
koşarken fıtık olmuş ve bir türlü düzelememişti.
Macaristandaki olaylar
olimpiyatlara çok sıçramadı. Ama, su topu yarı finalinde karşılaşan Rus Macar
takımları bu sert sporda kurallara göre oynarken, maçın bitimine iki dakika
kala ve Macarların 40 ileride oldukları bir sırada, bir Rus Macar oyuncuya
kafa atması ve kaşını atlatması ile suyun rengi biraz değişti, Ruslar işin
içinden ancak havuzu terk etekle sıyrıldılar.
Bu arada, Amerika adına çekiç atma
altın madalya kazanan Hal Connolly, bayanlar diskte birinci gelen Çek
Olga Fikotova ile tanışıp, evlenmeye karar verdiler. Şampiyon çift bir yıl
sonra Pragda Zapotekin ahitliğinde evlendiler.
Yüzmede büyük isim olan Avusturalyalı yüzücüler, kendi seyicileri önde
büyük başarılar aldılar ve altınların çoğunu toparladılar. Bayanlar yüzmede Dawn
Fraser ve erkeklerde Murray Rose,
adlarını bunda sonraki olimpiyatlarda da geçirecek başarıların ilk işaretlerini
verdiler.
İlk kez, Doğu ve Batı Alanya bir tkım olarak yarıştılar. Bu durum 1960 ve 1964de
de devam edecek ve 1968den sonra, her iki takım ayrı bayraklar ve isimler
altında yarışacaklardı.
Melbournede, bilhassa atletizmin
atma dallarında Ruslardan öğrendikleri teknik, idman ve kondisyon bilgilerini
uygulayan Doğu blok ülkeleri atletlerinin başarıları dikkati çekti. Bu
ülkelerden gelen atletler, bundan sonraki olimpiyatlarda çok büyük başarılar
elde edecekler ve başarıları diğer sporlara da sıçrayacaktı.
Amerikalı bayan atlayıcı McCormick her iki yarışmada da altın
kazandı.
Bu oyunlarda iki altı madalyayı
gayet rahat kazanarak seyircileri büyülemiş Rus atleti Kuts, bir yıl sonra 5000
metrede bir dünya rekoru kırdıktan sonra, birden ortadan kayboldu. Yıllar sonra
Doğu blokunun büyük ölçüde kullanacakları doping uygulamasının ilk kurbanı
Kuts olacak ve 1960 yılında bir kalp kriziyle başlayan çöküş, 1975de, resmi
açıklamaya bakılırsa, dördüncü kalp krizi ile son bulacaktı.
Türk güreşçileri ise Mebourneda 3
altın 3gümüş ve 2 bronz madalya kazandılar.
A G
B
Sovyetler birliği 37 29 32
Amerika 32 25
17
Avustralya 13 8 14
Macaristan 9 10
7
İtalya 8 8 9
İsveç 8 5
6
Almanya 7 13
7
İngiltere 6 7
11
Romanya 5 3
5
Japonya 4 10
5