DAYANIKLILIK SPORLARI İÇİN ANTRENMAN
Gül TiRYAKi Deniz iNAL Levent iNCE
ODTÜ Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi
ve Spor Bölümü
Dayanıklılık sporları rekor
performanslarında, son 20-30 yıl içinde çarpıcı bir gelişme gözlenmektedir.
Örneğin, 1960 yılından beri erkeklerin maraton yarışlarındaki dünya rekoru
ortalama olarak 8 dk (% 6) gelişmiştir. Bu gelişmeler temelde 2 etmenle
açıklanabilir;
1. Dünya çapında bu spora katılımın artması
ve buna bağlı olarak genetik özellikleri yüksek performansa uygun daha fazla
sporcunun ortaya çıkması,
2. Antrenman metotlarında ki gelişmeler.
Bu
makalenin amacı, başarılı dayanıklılık sporcularının günümüzdeki kabul edilen
antrenman uygulamalarının tanımlamaktır. Bu uygulamaları tanımlarken, bu
tekniklerin başarılı olmasının nedenlerine, fizyolojik terimlerle açıklama
getirilmeye çalışılacaktır.
Maraton
gibi bir dayanıklılık sporunda, atletin performansının üç anahtar etmenin bir
fonksiyonu olduğu bilinmektedir. Bu üç etmen; maksimal aerobik güç (V02 max),
laktat eşiği ve ekonomidir. Bu değişkenler birleştirildiğinde sporcunun uzun
bir süre boyunca sürdürebildiği güç verimi oranı belirlenir. (Örneğin; koşu,
bisiklet ya da yüzme hızı) (şekil-1)
Maksimal
Aerobik Güç: sekil1'de de belirtildiği gibi, maksimal aerobik güç (V02 max) ve laktat eşiği, sporcunun uzun bir zaman periyodu
boyunca sürdürebildiği en büyük aerobik metabolizma oranını belirler. Bu
bakımdan V02 max, vücudun aerobik metabolizma sisteminin üst limitini
oluşturur.
Laktat Eşiği: Sporcunun V02'max'ının yüzdesi olarak ifade edilen laktat
eşiği (LT),uzun süreli olarak sürdürülebilen aerobik enerji harcaması oranını
belirler (4). Sporcunun laktat eşiği, kanda laktik asit akiminin başladığı,
aerobik enerji harcama oranına karşılık gelir. laktik asit akımı ve yorgunluk
birlikte ortaya çıktığı için, laktat eşiğini asan enerji harcama oranlarında
uzun süreli egzersizlerin yapılması mümkün değildir. Ekonomi Hareketin ekonomisi,
verilen bir güç verimi oranındaki (ya da hareket hızında) enerji harcaması
oranını belirtir. Belirli bir işi yaparken daha düşük enerji harcayan sporcu
daha ekonomiktir. Örneğin, belirlenmiş, bir koşu hızında koşan iki maraton
koşucusu karşılaştırıldığında (Örnek olarak koşu hızı; 5 dakikalık 1500 m) bir
tanesinin
daha düşük bir oranda oksijen tükettiğini gözlemleyebiliriz.
Laktat eşiğini ifade eden aerobik enerji harcama oranında koşu hızı daha fazla
olacağından, daha ekonomik olan koşucu avantajlıdır.
Fizyolojik
Özellikler ve Antrenman
Bilimsel çalışmalar, fizyolojik olarak performans artışının
yukarıda bahsi geçen üç etmenin biri ya da daha fazlasındaki gelişmelerden
kaynaklandığını göstermektedir (9). Bundan dolayı, etkili antrenman programları
bu faktörlerin geliştirilmesine yönelik olmalıdır. Antrenmanın fizyolojik
etkileri, yapılan antrenman tipine özel olduğundan, maksimal aerobik güç,
laktat eşiği ve ekonomiyi devam ettiren ya da geliştiren çalışmalar,
dayanıklılık antrenmanı programlarına
dahil edilmelidir.
Antrenman Stratejileri
Günümüzde
başarılı dayanıklılık sporcularının antrenmanları incelendiğinde birkaç ortak
yön göze çarpar. Bazı uyguluma ve teknikler, egzersiz fizyologlarının bakış
açısına göre değişse de, günümüzün dayanıklılık sporcuların çalışmalarında
belirgin bir homojenlik vardır. Bu programlar V02 max, laktat eşiği ve
ekonomiyi koruyabilecek ya da geliştirilebilecek uygulamalar içerir (10).
Aşağıda dayanıklılık antrenman programlarındaki temel parçaların her birinin
kısa bir tanımlaması sunulmuştur. Her birinde, o tekniğin fizyolojik temelde
bir açıklaması yer almaktadır.
Uzun Süreli, Orta Şiddette Egzersiz
Çağdaş
dayanıklılık antrenman programlarında, belki de en sık rastlanan antrenman
tipi, orta şiddetteki egzersizin uzun bir süre devam ettirildiği çalışmalardır.
Bu antrenmanlarda egzersiz şiddeti tipik olarak, kişinin V02 max'nin %
60-70'ini gerektirir. (Çok iyi antrene edilmiş sporcularda bu egzersiz şiddeti
laktat eşiğinin altında ve yarış hızında daha yavaş bir koşu hızına karşılık
gelir. Bu antrenmanın süresi farklı günlerde 30 dk ile 2 saati asan bir süreye
kadar
değişim
gösterebilir. Uzun süreli orta şiddetteki egzersiz, dayanıklılık sporcusuna
muhtemelen birkaç açıdan yarar sağlar. Öncelikle bu çalışma, sporcunun kas-iskelet
yapısına ya da fizyolojik sistemlerine çok fazla stres uygulamadan, toplam
çalışma yükünün (egzersiz için yapılan enerji harcaması) önemli bir yüzdesini
oluşturabilir. İkinci olarak, uzun süreli aktivite, kas
glikojen
depolarının boşalmasına ve yağ metabolizma oranının artmasına neden olur (2,5).
Bunlar dayanıklılık sporcusunun yarışma sırasında başa çıkması gereken
durumlardır. Üçüncü olarak, uzun süreli aerobik çalışma muhtemelen egzersize
kardiorespiratuar uyumun sağlanması ya da geliştirilmesine yardımcı olur. Bu
uyum, artan kan volümü, iskelet kaslarında artan oksidatif kapasite ve artan
ısı-stres toleransıdır (1, 5, 6, 8). Son olarak, yarışma sırasında karşılaşılan
eşit ya da
daha büyük süreler de uzun süreli egzersiz yapılmasıyla psikolojik yararlar
sağlanabilir.
Orta Süreli, Yüksek Şiddette Antrenman
Orta
süreli, yüksek şiddette antrenman sporcunun laktat toleransındaki egzersiz
şiddetini belirler. Şiddet, laklat eşiğinin biraz altındaysa, koşu hızı maraton
yarış hızına yakındır. Antrenman süresi sabit Şiddette ve uzuna yakın bir
sürede olabilir (30-60 dk.). Bu antrenmanlar koşu hızı ya da tempo eğitimi
olarak adlandırılır. Egzersiz şiddeti kişinin laktat eşiğinin (üzerinde
olduğunda, süre sınırlandırılır ve interval antrenman yaklaşımı kullanılır. Bu
durumda her yüksek
şiddet
devresinin süresi uzun olabilir (4-10 dak). Bu gibi antrenmanlar aerobik
interval çalışması olarak adlandırılır. Bu tipteki antrenmanlar laktat eşiğine
yakın bir koşu hızında yapıldığından, laktat eşiğinde artış veya laktat
eşiğinde egzersizin daha uzun süre sürdürülebilmesi seklinde fizyolojik
yararlar sağlarlar. Aerobik interval çalışması laklat eşiğinin artırılmasında
benzersiz şekilde etkili olabilir. Bu özellikle, zaten çok iyi antrene edilmiş
ve V02 max'u kendi
limitine
erişmiş durumda olan dayanıklılık sporcularında önemlidir. Orta süreli, yüksek
şiddette antrenmanın ekonomiyi geliştirdiği konusu açık değildir. Ancak
özellikle belli bir yetenekte uzmanlaşmayı gerektiren yüzme ya da bisiklet gibi
aktivitelerde bu gerçekleştirilebilir.
Kisa Süreli, Çok Yüksek Şiddetli Egzersiz
Klasik
interval antrenmanı, V02 maç’a karşılık gelen değerin üzerindeki egzersiz
şiddetini belirtir. Bu tipteki egzersiz sırasında laktat akimi çok hızlı
olduğundan her devrenin süresi kısa olmalıdır (30 sn- 3 dk.). Genellikle, bir
antrenman seansında, bir yüksek şiddet devresini izleyen düşük şiddetteki 15 sn-2 ek’lik toparlanma periyodlarıyla çok sayıda
yüksek şiddet devresi yapılır.
Yüksek
şiddetteki interval antrenmanın başlıca yararı uzun süreli periyotlar sırasında
sürdürülemeyen bir şiddette Önemli bir egzersiz volümünün gerçekleşmesine izin
vermesidir. Bu gibi bir egzersiz, muhtemelen, V02 Mac’in artırılmasına veya
korunmasına izin verir. Çünkü kalp ve kardiorespiratuar sistemin diğer
bölümlerine çok yüksek derecede fonksiyonel bir yük getirir. Kan volümündeki
artısın V02 max artısına önemli bir yardımı olduğu düşünülür ve
kan
volümünü maksimuma ulaştırabilmek için çok yüksek şiddette egzersize gereksinim
duyulabilir (1,3, 7). Ayrıca bu tipteki bir egzersiz, kan vekas laktat
Konsantrasyonunda artışa neden olduğundan, kandaki tamponlama kapasitesinin
artmasıyla
sporcunun laktat toleransında gelişme olabilir.
KAYNAKLAR
1)
Convertino, VA., Blood volume: Its adaptation to enduranca trainingo Med. SCI.
Sports Exerc. 23 1338-1348,
2) Coyle,
E.F., A.R.Coggan, M.K. Hopper, and r.J. Walters. Determinants of endurance in
well trained cyclists. J.
3) Coyle,
E.F.. M.K. Hopper, and A.R. Coggan. Maximal oxygen uptake relative to plasma
volume expansion. Int. J.
4) Coyle,
E.F.. M.E. Feltner, SA. Kautz. et aL.Physiological and biomechanical (actors
associated with elite endurance
5)
Greenleaf, J.E. and B.I. Castle. Exercise temperature regulation in man during
hypohydration andhyperhydration.
6)
Kanstrup, I.L. and B. Ekblom. Acute hypervolemia, cardiac performance and
aerobic power during enercise. J.
7) Nadel,
E.R., K.B. Pandolf, M.E Roberts, and J AJ. Stolwicjk. Mechanisms of thermal
acclimation to exercise and heat. J. +Appl. Physiol. 37: 515-520, 1974.
8) Sjodin,
B. and J. Svedenhang. Applied physiology of marathon tanning. Sports Med.
2:83-99,1985.
9) Wells,
C.Land R.R. Pate. Training for performance of prolonged exercise. Perspect.
Exerc Sci Sports Med. 1:357-391,1988.