SPORDA İNSANIN SINIRLARI
(Bu yazı Prof. August Kirsch'in, Sporda İnsanın sınırları üzerine, Roma'da uluslararası bir seminerde 8–9 Eylül 1986 tarihinde verdiği sunuş konferansından özet olarak alınmıştır.)
Spor günümüzde modern endüstriyel olgunun bir parçasıdır. Yürüme, koşma, sıçrama ve atma insanın eski çağlardan beri yapmış olduğu tüm hareketleridir. Şimdi bununla birlikte farklı anlam kazanmışlardır. Günümüzde atletizm sporu da sürat üzerine odaklanmıştır.
Yaklaşık 200 yılda varılan bu gelişim sırasında, rekorların anlamı ve spor tekniği de gelişmiştir. Araçların ve diğer koşulların gerekleri tesis edilirken, genelde pist ve tesislerle ilgili standartlar yerleştirilmiştir.
Performans, müsabaka rekor, antrenman, kendini kontrol etmek, kişisel başarı gibi kelimeler spor dünyasının özünü açıklamaktadır. Atletler rekor kırarak, isimlerini olimpik bir madalya ile ilişkilendirerek veya en azından sıralamada yer alarak, gelecek kuşaklara bir iz bırakmak için çalışırlar.
Olimpik ruhun yinelenmesi, zaman faktörünün önemini belirten bir süreç ve bir İlke olan "citius-altius-fortius" ile yakından ilişkilidir, ilk Modern Olimpik oyunlar 1896 yılında yapılmış, 1912'de Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu kurulmuştur. İlk resmi erkekler dünya rekorları listesi 1912'de ve bayanlar dünya rekorları da 1935'de yayımlandı. Atletizm branşlarının 100 yıllık gelişim süresinde performansta şaşırtıcı gelişmeler elde edilmiştir ve çeşitli sorular ortaya çıkmıştır, bunlar, sonuç olarak performansta ileri düzeydeki gelişmelerin sonucunda bu eğilimlerin gelişmesi beklenebilir mi? Veya müsabaka sporlarında insan kapasitesinin sınırlarına ulaşılmış olabilir mi?
Bahsedilen Konulardaki tüm yazılı metinler, fizlyolojik, antropometrik, biomekanik psikolojik, çevresel ve ekonomik faktörlerin sporda elit düzey performansa etkisi bulunmaktadır. Şimdi Daha fazla veya daha az kabul edilen aşağıdaki evrensen faktörler önemli bir etkiye sahiptirler:
· Orta düzeyde yüksekliğin sürekli olarak artması,
· Sporla uğraşan insanların sayısının artması ve iyi atletlerin çocuklarının mükemmel bir yetenek sergilemeleri;
· Yetenek seçimi ;
· Çok yetenekli atletlerin metodolojik olarak teşviki;
· Antrenman metodlarındaki gelişmeler ve sonuç olarak antrenörlerin daha iyi eğitimi;
· Başlıca biomekaniksel araştırmaların sonucu olarak spor tekniklerinin gelişmesi;
· Teknolojik gelişme, malzemelerinin gelişmesi ve kuralların gözden geçirilmesi;
· Bir bütün olarak sporcuların toplum tarafından desteklenmesi ve korunması;
· Resmi düşüncenin artan ilgisinin müsabaka sporlarını, özellikle bayanların sporlarının desteklemesi;
· Federasyonların etkili politikaları.
Burada amacımız tüm bu faktörleri gözden geçirmek değil,
yalnızca bazılarının önemini vurgulamaktadır.
TEMEL ALINMIŞ SEÇİM
Kamuoyu diğer bir taraftan yeteneğin erken çocukluk döneminde teşhisiyle ilgili büyük beklentilere sahiptir. Konu hakkında başlatılmış yazılı eserler ve büyük pilot projeler bu amaçlar için kanıt olarak gösterilebilir. Bir diğer taraftan günümüzde çocuklara özgü kısmi yeteneklerin belirlenmesi amacıyla yapılan testlerin etkili olarak dikkate alınmayabildiği artan bir şekilde kabul edilmektedir. Yetenek, alandan elde edilen sonuçlar temel alınarak, daha İyi bir teşhis edilebilir. Fakat bu gibi sonuçlar, çocukların yaş grubuna göre olan özel antrenmana bağlıdır.
Sporda yeteneğin erken seçimi düşük kriterlere dayandırılmış, olduğundan, kendilerine özgü kısmi yetenekleri olan gençler için, hesaba katılmayabilir ve riskli olabilir. Günümüzde araştırmalar spor branşları için en iyi teşviğin küçük çocuklar İçin, spor aktivitelerinin yeterli organizasyonundan geldiğini göstermektedir. Antrenmanın niteliğinde kesin bir faktördür. Bu, bilimsel çalışmaların, objektiflerin, çalışmanın çeşitli basamaklarının ve yeni yetenek kriterlerinin belirlenmesine katkıda bulunduğu yerdeki genel antrenman programlarında açıklanmaktadır.
Spor hekimliği ve sağlık testlerinden gelen önemli
tamamlayıcı ölçümler, hızlı bir biçimde tıbbi yardımı tavsiye etmektedir.
Ancak, her ne kadar burada belirtilen göz önüne alınacak yöntemler, genel ve
etkili olduğu halde, yeteneklerin seçimi ve değerlendirilmesi her ülkenin
sosyal ve kültürel durumuna bağlıdır. Temelde elit düzeydeki sporların önemi,
gençlerin spora müsabaka düzeyinde katılmasın, teşvik edebilmektedir. Tüm en
iyi olası yolların ve faktörlerin uyumlu olması amacıyla, uzman ve yetkili
kişiler tarafından öneriler sporda erken ve vakitsiz kesintiden kaçınmak için,
başarılı bir spor kariyerini etkilemeye eğimli olacaktır.
Atletizm rekorlarının tarihinde iyi sonuçların yalnızca yüksek antrenman yoğunluğundan geldiği varsayılan zamanlar olmuştur. Dwyer ve Dyer oldukça ilginç olan 1970 yılındaki koşma branşlarına ait rekorların gelişimiyle ilgili olan çalışmalarında uzun mesafe koşucularının antrenman programlarım bir parçası olarak haftada 320 km kat ettiklerinde Derek Clayton (Avustralya) ve David Bedford'un (Büyük Britanya) spor kariyerlerini Antrenman sonucu oluşan, çeşitli sakatlanmalar sonucu bırakmak zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir. Son yıllarda Robert de Castella gibi koşucular Antrenman metodlarını değiştirmişler ve haftada maksimum 200 km koşmuşlardı. Şimdilerde diğer ölçümlerin, sonuçları geliştirmek amacıyla gerekli kabul edilmektedir. Antrenman programlarının ayarlanması amacıyla genelde en çok kullanılan metodların örnekleri spor hekimlerinin tavsiyeleridir. Bunlar; ortopedik ve travmatik sağlık kontrolleri ve tavsiyeleri ve hem müsabaka hem de antrenman süresince yaptıkları yenilemeyi hızlandırıcı ölçümler gibi fizyoterapistlerin yardımlarıdır.
Antrenman metodlarını ve performansını etkileyen tüm
faktörlerin gelişimiyle ilgili bilgilerin ve bir de performans ve müsabaka sonuçlarıyla
ilgili bilgilerin toplanması, korunması ve yorumlanması gelecek için çok
önemlidir. Metodolojik olarak toplanmış ve analiz edilmiş bu gibi bilgi
bireysel olarak sporcunun antrenmanın düzenlenmesine yardım eder. Ancak bu bir
de daha fazla genel öneme sahiptir. Çünkü bu gibi bilgiler Antrenman teorisi
için yeni kavramların elde edilmesine
neden olabilir.
Geçmiş yıllarda bilim ve spor arasında, branşlar arası işbirliği atletizm sporu dallarında kullanılan tekniklerin mükemmelleştirilmesine büyük katkıda bulunmuştur. Bu nedenle, bilimsel metodların sistematik ve geniş ölçekte kullanımının gelecekte performansta ve yeni rekorlarda artışa yol açacağı umulmaktadır. Performansın bilimsel olarak değerlendirilmesinde önemli olan, sporcunun motor ünitelerinin mekanik uyarımı ve kondüsyon çalışmaları için spor tekniklerinde kullanılan test edilmiş biomekaniksel değerlendirme metodları ve standartların uygulanması sorusudur.
Performansa yararlı
olduğu gibi bu aynı metodlar spor tekniği sağlık koşullan ve motor ünitenin
mekaniksel uyarımı üzerinde önemli etkiye sahip olabilirler. Ayrıca
"medyanın" feedback etkisi olarak kullanımı sürekli artmaktadır;
burada fotoğrafik ve video yöntemlerine bir yandan da biomekaniksel prosedürlere
teşekkür etmek gerekir. Diğer yandan medya çok çabuk şekilde sporda hareket
dinamiklerinin en yüksek düzeyde alımı amacıyla bilgi sağlar. Son zamanlarda 16
ve 20 Temmuz tarihleri arasında Atina'da yapılan l. Yıldızlar Dünya Atletizm
Şampiyonasında IAAF, Roma'da yapılacak olan 2. Dünya Atletizm Şampiyonası ve
1988 Seul Olimpiyat Oyunlarını da içerecek olan üç yıllık bir proje
başlatmıştır. Genç sporcuların dünyasında bu tür bilgiler geçmişten günümüze
kadar sporcuların motor tekniklerinin gelişimini gözlememizi sağlayacaktır.
Yüksek düzeyde teknolojik gelişim rekorların kırılmasını kolaylaştırmaktadır. Bu değişiklikler sporcuların elbiseleri, ayakkabıları, tesisler, araçlar ve elbette kurallar ve düzenlemeler ile ilgilidir. Burada yükseklik ve iklimsel koşullarla ilgili olmayacağız. Spor ayakkabılarının hem ağırlığı hem de niteliği, atletizmin çeşitli branşlarının etkisiyle ve ayakkabılardaki çivilerin sayısı ve kullanımı ile ilgili düzenlemelerle çeşitli değişikliklere uğramıştır.
Stadyumları, salonları, yolları ve doğanın kendisini içeren spor tesisleri ve bu alanda yapılan bilimsel araştırmalar, akılcı ve basit yapılar oluşturmak amacıyla, hem yapım hem de kalıcılık için maliyetini de göz önünde bulundurmaktadır. Çeşitli derecelerdeki hava dirençli sentetik yüzeylerde performansı etkilemektedir. Salon aktiviteleri için özel düzenlemeler İAAF tarafından İndianapolis' te yapılacak olan 1. Dünya Salon Şampiyonası göz önüne alınarak yapılmıştır.
Salon ve Stadyumun atmosferinin bile performansı etkilediği gözlenmiştir. Taraftarların yakınlığı iyi bir atmosfer yaratarak, sporcuları en üst düzey performansa ulaşmaları için cesaretlendirebilir. Zürih'te Letziggrund stadyumunda kırılan rekorlar böyle bir ortama sahip olması nedeniyle bu durumu doğrulamaktadır.
Malzemelerin maddeleri, yapılan ve şekilleri en üst düzeye getirilmiştir. Bu teknolojik gelişmelerin çalışılması her bir kural ve düzenlemelerin gelişimiyle birlikte olmalıdır. Çıkış takozları sürat yarışlarında en üst düzey performansa büyük ölçüde yardım etmiştir; sıçramalarda, sırıkla yüksek atlama performanstaki gelişmeler, sırığın yapımında kullanılan çeşitli maddelerle yakından ilişkilidir; atmalarda, cirit çeşitli değişimlere maruz kalmıştır ve günümüzdeki yapısı 1 Nisan 1986'da konulan kurallarla düzenlenmiştir.
Düzenlemelerin ve kuralların performans üzerindeki etkisi
oldukça belirli ve çok sayıda örneklerle de gösterilebilir. Güvenlik önlemleri
oldukça karar verici bir rol oynamaktadır. Örnek olarak cirit atmada dönüş
tekniği yasaklanmıştır ve çekiç atmada güvenlik ağları zorunluluğu
getirilmiştir. Bu iki önlem performansı sınırlamıştır.
Geçmişte sporda üst düzeyde performanslar uzmanların yardım ettiği, olağanüstü ve yüksek yetenekli atletlerin ve çok zeki antrenörlerin yardımıyla elde edilmiştir. Günümüzde ise üst düzeyde performans genelde bireysel ve izole edilmiş antrenmanın sonucudur ve ulaşılması istenilen performans genellikle, sporcu, antrenör, spor hekimi, spor bilimcisi ve diğer yardımcılar arasındaki işbirliğinden gelmektedir.
Önceki paragraflarda bilimin çeşitli dallarında başlatılmış olan araştırmalara değinmiştik. Atletizmde yapılan araştırmalardan elde edilen özel sonuçları göz önüne alırsak; tıp ve biomekanik alanındaki gelişmelerin tatminkar olduğunu söyleyebiliriz. Bu iki alan atletizmin hemen hemen tüm branşlarında, performansı etkileyen faktörlerin belirlenmesinde ve tahmin edilmesinde antrenörlere yardımcı olur. Diğer bir yandan psikoloji alanında antrenman metodlarını desteklemek için uygulamada yeterli araştırma yoktur. Aynı şeyler branşlar arasında araştırma programlarında ve çeşitli alanlarda elde edilmiş bilimsel sonuçların gözden geçirilmesinde de geçerlidir. Bu gibi programların gerçekleştirilmesi, tekniksel bilimsel zorluklar ve araştırmalarda-ki organizasyon eksikliği nedeniyle yapılamamaktadır.
Şimdiye kadar antrenman konusunda yapılan araştırmalar, performansın teşhisi ve genel antrenman üzerinde yoğunlaşmıştır. Temel atletizm hareketlerinin edinilmesinin, teknik antrenmanla ilgisi henüz tam anlamıyla değerlendirilmemiştir.
Antrenmanın diğer bir yönü de, çocuk ve genç sporcuların performanslarının tamamen analiz edilmesidir. Bu şimdi, yüksek düzey antrenmanından ayrı olarak, antrenmanın yeni ve farklı bir alanı olarak gelişmektedir. Çocuklara ve genç sporculara uygulanan yüklenmeler ye stres, yetişkinlere uygulanandan daha düşüktür. Bunun amacı oldukça özeldir ve sporun da ötesine giden kısmi problemlere yol açabilir. Burada biyolojik limitler daha önce belirlenmiştir. Fakat ahlak, pedagoji, gelişim psikolojisi ve tıbbında içerdiği sorumluluklar hesaba katılmalı ve göz önünde bulundurulmalıdır.
Elde edilen son performans, müsabaka sporlarının çekiciliğini azaltacaktır. Tahminleri etkileyen ve önceden bilinmeyen değişkenlere rağmen bu göz önüne alınmalıdır. Bayanlar atletizm branşlarının çoğunda ve özellikle uzun mesafe yarışlarında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu konuda Dyer, oldukça olağanüstü sonuçlar beklemekte ve bu yüzyılın sonunda bazı branşlarda bayanların erkeklerin performansına ulaşacaklarına inanmaktadır.
Bu sene Ingrid Kristiansen ve Jackie Joyner gelecekteki başarılarının tadını şimdiden bize vermekteler. Figürler içeren kesin tahminlerden kaçınılmalıdır. Bayanların performansının analiz edilmesi, erkeklerin performansının analiz edilmesinin tersine, çok kısa bir zaman periyodu içerir ve bu alanda da çok sınırlı sayıda sporcu bulunması nedeniyle kesin tahminlerden kaçınılmalıdır.
Erkek sporcuların performanslarında gelişimin sınırları bir branştan diğer branşa farklı olduğu halde örneğin Jurgen Schult disk atmada bu yıl dünya rekorunu kırdığı zaman dünya rekorlar tarihinin 74 yılının en önemli kaydedilen gelişmesini sağlamıştır.
Tahminciler ve gelecek için kehanette bulunanlar, önemli dünya rekorlarından sonuçlar çıkarmak için sürekli çalışmışlardır. Bob Beamon'un 1968'de uzun atlamadaki 8.90 m. rekoru şimdi bile ilgi çekmektedir. 1973ften beri şimdiye kadar yapılan detaylı çalışmalarda, E. Jokl, Meksika'nın yüksek irtifası ve nörofizyolojik açıklamaları temel olarak belirleyici faktör olarak vurgulamış ve bilimsel araştırmalarını nörolojik yönlerini yeterince hesaba katmadıkları sonucuna varmıştır.
Performansın gelişimi hem bir özel branşa katılan sporcuların sayısı, hem de müsabakalara katılan sporcularla ilgilidir. Şimdiye kadar bayanlar maratonda kayda değer gelişmelerin olmamasının başlıca nedeni, bayanlar maratonun Olimpik programda yer almamasındandır. Bunun sonucunda, Doğu Avrupa Ülkeleri bu branşta ciddi çalışmalar yapmamışlardır. Batı ülkelerinde, oldukça az insanın bu alanda yarışma düzeyinde ilgili oluşu bir problem olarak görülmektedir. Fakat günümüzde, daha fazla ve önemli ödenekler uygun durumda, bu sporcuları, yüksek düzeyde antrenmana devam etmelerini teşvik edici olabilmektedir. Her durumda performans gelişimi için gerçek başlangıç noktası, motivasyon, coşku ve haz olmayabilir. Antrenörler, bu düşünce ve hisleri aşılamaya, kuvvetlendirmeye ve sağlamaya çalıştıkları zaman, performans gelişimini sağlayanlar muhtemelen hepsidir. Yüksek ve Zirve performans için erkekler doğuştan gelen bir uyarıma sahiptirler ve öncü olarak kendi organizmalarının sınırını test ederek çaba harcamaktadırlar.
Günümüzde spor pedagojisinde, sınırlar üzerinde yapılan, başarıların, genç bireylerin eğitimine ve derslerine büyük katkıda bulunduğu kabul edilmektedir. Bu başarılar yalnızca fiziksel uygunluğu değil ayrıca, yaşama gücü, kendini kontrol etme, korkmama, macera tadını da içermektedir. Ayrıca, bu başarı ve duygusal patlamalar yarışma anında gerilim ve riski de içermektedir. Çocuklarımızın çoğu, giderek artan öylesine muhafaza edilmiş, oldukça az orjinal ve farklı bir deneyimin olduğu, bir dünyada yaşamaktadırlar. Bu da sportif performansta riske yol açmakta ve insan kapasitesinin keşfi, kısmi de olsa bir öneme sahip olmaktadır. Bu spordaki antrenmana da uygulanır, bir sporcunun kapasitesinin sınırlarında antrenman yapması, sporcuda çeşitli iç süreçlerin harekete geçmesini sağlar ve bu süreçler bilinçli bir düzeyde mutluluk hissine çevrilir.
Bu yorumun özü ve içeriği, riskin tam anlamıyla değerlendirilmeyişidir. Yorumlama ve önemli faktör olarak kalır, eğer pozitifse o zaman sınırlara ulaşılabilir ve ulaşılmalıdır. Sporların kimliği onların özel ahlaki kökenleri saptanamadan sağlanamaz. Şimdiye kadar olan spor organizasyonları bu ahlaki desteğin geliştirilmesi ve kuvvetlendirilmesi için bir sorumluluğa sahip olduklarını onaylamalı ve kabul etmelidirler. Sporcular, ahlaki kuralları, kurumsal ahlaki değerleri takip etmeli ve sporcuların davranışları bu amaç için formüle edilmemiş, bu normları yansıtmalıdır.