1924

4 MAYIS–27 TEMMUZ 1924

 

VIII. OLİMPİYADLAR PARİS

 

Açılışı yapan : Devlet Başkanı Gaston Doumergue

Katılan ülke sayısı : 44

Katılan sporcu sayısı 3,092 ( 2,956 erkek-136 bayan)

En çok madalya kazananlar

“Ville Ritola                ( Fin.atletizm)                                  4A 2 G    Toplam 6

Paavo Nurmi               ( Fin.Atletizm)                                 5A           Toplam 5

Roger Ducret               ( Fransa- eskrim)                             3A 2 G    Toplam 5

Johnny Weissmuller    ( ABD –Yüzme/su topu)                   3A 1B     Toplam 4

 

Diğer 15 sporcu 3’er madalya, 16 sporcu 2’şer altın madalya kazandılar.

 

 

YILIN OLAYLARI

Sovyet Lideri Lenin ve Amerikan Başkanı Wilson, iki hafta ara ile öldüler. Yunanistan’da, asker yönetime el koydu, Kral yurt dışına yollandı, Venizelos başbakan oldu, ülkede cumhuriyet ilan edildi. Sovyetler, Petrograd’ın adını Leningrad olarak değiştirdiler. İtalya’da Faşistler seçimleri kazandı, diğer partiler kapatıldı. Almanya’nın savaş borçlarını ödeyemeyeceği anlaşılınca, Amerika bu borcun kapatılması için kredi açtı, ülkeye muhacir olarak gelen Japonlar’ı önlemek amacıyla Amerika yeni gelenlerin sayısında limitler koydu.

 

İngiltere, Musul konusunu Milletler Cemiyeti’ne getirirken, Güney Anadolu’da Kürt isyanları başladı. Anayasa kabul edildi. TBMM için yeni bir “meclis” binası yapılması kararlaştırıldı. İstanbul’da “kadınlar Birliği” kuruldu,İstanbul’dan kalkan bir uçak,üç saatte Ankara’ya vardı.halifelik kaldırıldı,Diyanet İşleri ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.Dini mahkemeler birleştirildi.savaş sırasında düşmana yardım edenler için Genel Af Kanunu kabul edildi, affedilmeyen 150’liklerin kesin listesinin hazırlıkları başladı.Türkiye iler Yunanistan arasında dostluk anlaşması imzalandı. Mustafa Kemal,eşi Latife Hanım’la birlikte gittiği Samsun’da, ”Dünya’da her şey için,uygarlık için,hayat için,başarı için en hakiki mürşit ilimdir. ilmin ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir,cehalettir,delalettir” dedi.

 

Yarım yüzyıla yakın bir süredir olimpiyatların yeşermesi ve gelişmesi için sağlığı kadar servetini de ortaya koyan Coubertin ,1924 olimpiyatlarının Paris’te yapılmasını istiyordu.daha önce Amsterdam ‘a verilen 1924 organizasyonu Coubertin ‘in IOC üstündeki etkisi ile Paris’e devredildi.

Finlilerin Stokholm ve Anvers’deki mesafe koşularındaki başarılarını biraz olsun önlemek amacıyla, organizasyon komitesi 1,500 ve 5,000 finalleirni aynı güne koymuştu.komite üyelerine göre bu engel,Finlileri durduracak ve başka ülkelerin atletlerine yol açacaktı.

 

Program değişikliğini daha önce öğrenen ve her iki yarışta da altın madalya kazanmayı kafasına koymuş olan Nurmi için bu bir engel olamazdı.Paris’te 10 temmuz’da yapılacak olan her iki yarışın finalinden 3 hafta önce Helsinki’de 1,500 metrede dünya rekorunu kırdı.bundan tam 50 dakika sonra koştuğu 5,000 metrede ikinci bir dünya rekoruna sahip oldu.

 

Nurmi’nin olimpiyatlardan önce ulaştığı form,organizasyon komitesini de etkilemişolacak ki ,Finli yetkililerin iki final arasındaki 30 dakikalık süreyi 55 dakikaya çıkartılması önerisi ,hemen kabul edildi.

Paris olimpiyatlarının en büyük spor tesisi olan Colombes Stadı Nurmi’nin 10 temmuz günü ne yapacağını merak eden 60,000 seyirci işe dolmuştu.

 

İlk final 1,500 metre oldu ve Nurmi,elinde meşhur kronometresi ile ,ilk turu 58 saniye gibi o zamana kadar görülmemiş bir hızla koştu.

(anlamlı bir karşılaştırma olsun diye,ibundan tam 36 yıl sonra Roma’da yapılan 1960 olimpiyatlarında Avusturayalı Herb Elliott’un 2:35,6 ile şampiyon olduğu ve kendi dünya rekorunu kırdığı finalde,ilk turun 58.6 da geçildiğini belirtmek yerinde olur.)

 

Şimdiye dek 1,500 metre koşusunda ilk turun bu kadar hızlı geçilmesine alışık olamayan diğer atletler için bu tempo, bir bakıma intihar oldu Nurmi ipi yeni bir oli,mpiyat rekoru ile göğüslerken ikincilik için çe3kişen atletlerden biri sendeleyerek yarışı bitirirken,öbürüde bitiş çizgisinin üstüne yığıldı ve yarım saat baygın kaldı.

 

Nurmi, hakemlerin hayranlık dolu bakışları ve seyircinin alkışlarına aldırış etmeden, eşofmanlarını aldı ve soyunma odasına döndü. Zira bazı yazarlara göre 55 dakika sonra diğerlerine göre ise bir buçuk saat sonra Nurmi tekrardan piste dönecek ve takım arkadaşı Vilho “Ville” Ritola ile 5,000 metrede kozunu paylşacaktı.

 

Nurmi Paris’te şimdiye dek olimpiyatlarda denenmemiş bir tarzda 1,5000 ve 5,000 metreye ilaveten 10,000 metrede koşmak istiyordu ama Finli idareciler bu öneriyi geri çevirmişler ve Ritola’nın 10,000 koşmasını istemişler.

 

Ritola idarecilerin planladıkları gibi 10,000 metreyi sadece kazanmakla kalmadı, kendine ait dünya rekorunu da 12,4 saniye farkla kırdı.

 

Dört gün evvel olimpiyat rekoru kırmış Nurmi şimdi de olimpiyat 10,000 metre şampiyonu ve dünya rekortmeni Vştola ile çarpışıyordu Nurmi yine kendine has fuleleriyle elinde saat,arkasına bakmadan başa geçti ve son turda hızlanarak bazı yazarların belirtiklerine göre “elindeki kronometreyi çimler üzerine atıp” tempoyu daha da hızlandırarak 200 metreye girdi.son düzlükte Vitola Nurmi’nin yanına gelmek istedi ise de Nurmi buna da cevap verdi ve yarışı ufak bir farkla ve yeni bir olimpiyat rekoru ile kazandı

 

 

Nurmi Paris’te elde ettiği bu başarılarla da yetinmedi ve 3,000 ve 10,000 metre kros takım ve ferdi olarak toplam 5 altın madalya kazandı.

 

Nurmi Paris’te 10,000 metre koşturulmamasının acısını çıkartmak için, Ağustos sonunda, Finlandiyalı pist yerine kum bir sahada bu mesafeyi 30:06.2’de koşarak, Ritola’nın rekorunun 17 saniye altında koştu. Nurmi’nin Paris’te ve 1924 yılı içinde eriştiği formu anlatabilmek için, bu yarışta ikinci gelen atletin 33:36.1 koştuğunu ve Nurmi’nin rekorunun ancak 1937 yılında kırılabildiğini ilave etmek yetecektir.

 

 

Nurmi, Paris'de rakibini buldu, Kendi vatandaşı (800 göğüs numaralı) Ritola ile madalyaları paylaştılar.

 

Atina 1896'dan beri programda olan futbol, Güney Amerikalıların gelmesi ile renklendi ve Uruguay altın madalyayı aldı. O günkü koşullara göre giyinen hakemler, şık kıyafetleri ile göze çarpıyorlardı.

           

Pistlerde Nurmi bir”ilah” gibi koşarken. Yüzme havuzlarında da genç tyakışıklı ve sıcak davranışı ile herkesin sevgisini kazanan Amerikalı Johnny Weissmuller Paris’in yıldızları arasında yerini bulmuştu.

           

Weissmuller, olimpiyat rekorlarını kırarak kazandığı 100 ve 400 metre serbestte ilaveten 4x200 bayrakta da birinci gelenb takımda yer aldı ve Su topunda ise üçüncü gelen Amerşkan takımında oynayarak 3 altın ve 1 bronz madalya kazandı.

 

Amerika 100 metre serbestte o zamanın en iyi yüzücüleri tarafından temsil edildi. Duke Kahanamoku ve kardeşi Samuel Kahanamoku  arasındaki kulvarda yüzecek olan Weissmuller’e,strat yerinde Duke,”Johnny,iyi şanslar.Amacımız,göndere üç Amerikan bayrağı çektirmek olsun.”demişti.Johnny,Duke ve Sam’den kurulu Amerikan yüzücüleri de,ilk üç madalyayı alarak bu takım ruhunu gerçekleştirdiler.

 

Weissmuller,dört yıl sonra yapılacak Amsterdam oyunlarında da 100 metre serbest ve 4x200 bayrakta iki altın madalya alacak ve sonraları Hllywood’da 12 tane Tarzan filminde başrolü oynayacaktı.

 

Paris’te kendini tanıtan, atletizmde 100 metrede ilk Avrupalı olarak kazandığı altın madalya ile İngiliz Harold Abrahams oldu.

 

Dini inanışlarına ters düştüğü için Pazar günü spor yapmak istemeyen ve bu nedenle de 100 metre yerine girdiği 400 metrede 47,6 ile olimpiyet rekoru kırarak altı madalya alan “Uçan İskoçyalı” diye anılan Eric Liddell ise herkesi şaşırttı.

 

Liddell, 400 metre finalinde ilk 200 metreyi çok hızlı koşarak rakiplkerini de beraberinde sürükledi ve son metrelerde yarışın hızına ayak uyduramayan rakipleri yarışın sonunda yere yıkıldılar ve ancak biri kalkıp sendeleyerek yarışı tamamlarken diğeri hastaneye kaldırıldı.

 

Uzun atlamada 7.76 ile yeni bir dünya rekoru kırıldı. Ama bu rekoru, uzun atlama finali, ni 7.44 metre ile kazanan Amerikalı William DaHart Hubart değil, Pentation’da üçüncü gelen Amerikalı Robert Le Gendre, Beşli Yarışma’nın uzun atlama branşında elde etti.

 

Hubart, Olimpiyatlar tarihinde, ilk altın madalya kazanan zenci atlet olarak geçti.

   

Dev gibi yapısına rağmen sempatik davranışı ile seyircileri büyüleyen Amerikalı Johnny Weissmuller, havuzlarda yenmedik rakip bırakmadı.

 

 

Paris’te Amerikalılar’ın sprintlerdeki egemenliği, İngiliz Harold Abrahams’ın yaşamı, yıllar sonra “ateş Arabaları”filmi ile milyonlara anlatıldı.

 

Bu arada,  sekizli kürek çekmede,  Amerikayı temsilen yarışan ve altın madalya kazanan Yale Üniversitesi takımında yer alan bir gençde  Paris’de eriştiği şöhreti”Baby and Child Care” kitabı ile yıllar sonra sağlamlaştıracaktı.

 

Zira adı Benjamin Spock olan bu 21 yaşındaki sporcu, dünyanın dört bir köşesinde 25 milyon satan kitabı ile meşhur olacak ve tarihe “Olimpiyatlarda yarışıp Amerikan Başkanlık seçimlerinde aday olan tek kişi” olarak geçecekti.

 

Spock 1972’de bağımsız olarak seçimlere girdi ve Richard Nixon karşısında kaybetti.

 

 

En çok madalya kazanan 10 ülke   

            A                     G                     B

                       

Amerika                     45                    14                    27

Finlandiya                  14                    13                    10

Fransa                        13                    15                    10

İngiltere                     9                      13                    12

İtalya                          8                      3                      5

İsviçre                        7                      8                      10

Norveç                       5                      2                      3

İsveç                          4                      13                    12

Hollanda                    4                      1                      5

Belçika                       3                      7                      3

 

Yayına Hazırlayan : Feyzullah ÖZTÜRK