Londra’da efsaneleşen güreşçilerimiz gazetelerin baş sayfalarını doldurdular.Televizyon yokluğunda ve radyonun kısıtlı imkanları ile zafer haberleri baş sayfadan veriliyor ve yenilgiler ise ancak son sayfalarda yer buluyordu.(Hürriyet Gazetesi Arşivinden. )
İngilizlere göre, Yaşar Doğu sanki üç kişinin kuvvetine
sahipti.
Gazanfer Bilge kuvvet ve tekniği birleştiren bir güreşçiydi.
Celal Atik , rakibini tuş edinceye kadar , kımıldatmazdı.
Takım’ın başında ise , iki olimpiyat’ da güreş tutmuş Nuri
(Hoca) Boytorun vardı.
Binicilerimiz Olimpiyatlar'da
Londra Olimpiyadları’nda , White City’ de yarışan binicilik ekibimiz Açılış Törenin’nde.Önde Eyüp Öncü, (Soldan sağa) Saim Polatkan , Tevfik Yücel, Eyüb Yiğittürk, Salih Koç, Selim Çakır, Ziya Azak ve Kemal Özçelik.
Binicilik sporunda Türkiye 1936 Berlin , 1948 Londra , 1956 Stockholm ve 1960 Roma Olimpiyatları’na katıldı.Takımın tüm binicileri Silahlı Kuvvetler mensuplarıydı.Berlin’de ‘’Uluslar Şampiyonluk ‘’ sıralamasında Üstgm. Cevat Gürkan , hakemlerin yanlış kararıyla elemine olmuş ve Takım , dördüncü sıradayken yarış dışı bırakılmıştı. Bnb. Cevat Gürkan ‘ın hastalanması ve Bnb. Saim Polatkan’ın da ayağını kırması nedeniyle , Londra’da takım başarılı olamadı.Stokholm’ de de ancak sıraya girebilen Türk Ekibi , Roma’da da şanssızlığa uğramış , Bnb. Nail Gönenli de attan düşerek çene kemiğini kırmış ve sonunda takım elemine olmuştu.
Binicilik sporunun Stokholm’de yapıldığı 1956 Oyunları’nda Salih Koç, Bedri Büke, Cevdet Sümer ve Kemal Özçelik’ten oluşan Türk Takımı Geçiş Töreni’nde.
Abidin Dino’nun Fırçası’ndan 1960 Roma
Abidin Dino , 1960 Roma Olimpiyatları ‘ nı haftalık Fransız sanat ve edebiyat dergisi Lettres Françaises adına izlemişti. Güreşçilerimizin başarıları Dino’yu coşturmuş ve onların müsabakalarını da çizgiye dökmüştü.
Dino , Mustafa Dağıstanlı ‘ dan etkilenmiş ve yukarıdaki çizgilerde Dağıstanlı’nın güreşini anlatmıştı.Yandaki figür ise , güreşlerin yapıldığı tarihi Basilico di Massenzio harabelerini , çizgiye dökerken Dino, burası için , ‘’Yıkık bir Ayasofya misali ‘’ tabirini kullanmıştı.
Ferit Edgü'nün özel kolleksiyonundan
Türk Milli Takımı 1964 Tokyo Olimpiyatları’nda.
1968 Mexico City’de.
1972 Münih’te.
Türk Takımı , Resmi Geçit’de büyük ilgi topladı ve
sporcularımız 4 altın , 1 gümüş ve bir de bronz madalya kazandılar.
Atlanta’ya akın eden Amerika’daki Türkler.Sporcularımızın
yarıştıkları yerleri doldurdular ve Naim Süleymanoğlu , Halil Mutlu , Mahmut
Demir ve Hazma Yerlikaya altın madalyayla onları desteklediler.
Ve…..Süper Ağır’da Mahmur Demir , Barcelona’da kıl payı ile
kaçırdığı bronzun yerine , Atlanta’da altın madalya kazanınca mutlu oldu.
Hürriyet Gazetesi Arşivinden
Türkiye Milli
Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi İlişkileri
Elde tarihi bir belge olmamasına rağmen , Selim Sırrı Bey (Tarcan) tarafından 1908’ de kurulduğu ifade edilen ‘’Osmanlı Olimpiyad Cemiyeti ‘’ 1911 yılında IOC tarafından resmen üyeliğe kabul edilmiştir.Adını , zamanla birkaç kere değiştirecek olan komite bir süre sonra , Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) olarak anılacaktır.IOC, 1920 Anvers Olimpiyatları sırasında , 1. Dünya Savaşı’nda Batı karşıtı olan ülkeler almış ve organizatör kent tarafından Türkiye’ye davet gönderilmemesine göz yummuştur.
TMOK , 1908-1936 yılları arasında , seçimle Başkanlık görevini üstlenen Ahmet İhsan Tokgöz , Hasip Bayındırlıoğlu , Selim Sırrı Tarcan , Ali Sami Yen , Kemalettin Sami Paşa, ve Reşit Saffet Atabinen tarafından yönetilmiştir.Bu yıldan sonra , ülkede spora bakış değişmiş ve Türk Spor Kurumu Başkanı olarak Ali Hikmet Azerdem , Halil Bayrak ve Adnan Menderes 1936-1938 yılları arasında Başkan olarak atanmışlardır.Bu yıldan sonra , Türk Sporu’na yeni bir yön vermek amacıyla Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü kurulmuş ve 1938-1962 yılları arasında bu kurumun genel müdürleri olan Cemil Cahit Taner , Vildan Aşir Savaşır , Danyal Akbel , Cemal Alpman, Faik Binal , Nizamettin Kırşan , Şinasi Ataman , Mehmet Arkan , Hüsamettin Güreli ve Bekir Silahçılar TMOK Başkanı olarak görev yapmışlardır.
IOC , TMOK Başkanlığının tayinle yapıldığını ileri sürerek , bu gibi kuruluşların devlet tarafından yönetilmesinin IOC yasalarına aykırı olduğunu vurgulamış , 1962’den sonra Burhan Felek (iki kez) , Dr. Naşit Serdengeçti , Turgut Atakol , Jerfi Fıratlı ve Sinan Erdem ‘in 2003 yılında vefatı sonunda seçilen Togay Bayatlı başkan olarak çalışmasını yürütmektedir.
TMOK Genel Sekreterlik görevi de 1908-1936 yılları arasında seçimle saptanmış ve Selim Sırrı Tarcan , Ali Sami Yen ve Ekrem Rüştü Akömer bu makamda çalışmışlardır.Atama yolu ile ise Nizamettin Kırşan , Burhan Felek , Hazma Osman Erkan , Niyazi Kürdemir ve Cemal Alpman 1932-1962 yılları arasında görev yapmışlardır.
IOC Başkanı Avery Brundage’ın uyarısı ile Genel Sekreterlik tekrardan seçim yoluyla saptanmış ve 1962-2003 yılları arasında Suat Erler , Turgut Atakol , Sinan Erdem ve Togay Bayatlı bu görevi üstlenmiş ve Boyatlı’nın TMOK Başkanı seçilmesi üzerine TMOK Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Neşe Gündoğan , TMOK ‘un ilk bayan Genel Sekreteri olarak seçilmiştir.
Uluslar arası Olimpiyat Komitesi (IOC) bugün dünyanın 200’ün üstünde ülkenin üye olduğu , dünyanın en büyük spor kurumudur.Her ülke , IOC koşullarına uyması halinde bu kuruma üye olabilir.Coubertin’den başlayan bir gelenekle , IOC istediği ülkede kendi temsilcisini bulundurur.IOC genelde , seçtiği bir ülkeye temsilci atar.Ama, Olimpiyat olimpiyat organizasyonu yapmış ülkelere iki temsilci atamak hakkına da sahiptir.Son yıllarda ise , belli başlı bazı uluslar arası spor federasyonlarının başkanları da , başkan oldukları sürece, IOC üyesi olarak atanmışlardır.Yeni bir gelenek olarak da , belli bazı sporlarda çok büyük başarı göstermiş olan şampiyonlarda , belli süreler içinde kalmak koşuluyla , IOC üyesi olarak seçilmişlerdir.
IOC’nin Türkiye’deki temsilcisi olarak Coubertin tarafından seçilen Selim Sırrı Tarcan , bu görevi 1908 ve 1903 yılları arasında üstlenmiş , Coubertin ‘in 1925 yılında IOC Başkanlığından ayrılması ve kendisinin ülkedeki sporu yöneten kurum yetkilileri ile olan anlaşmazlığı nedeniyle istifa etmiştir.IOC , Tarcan’ın yerine İstiklal Savaşı kahramanlarından ve o zamanlar Berlin’deki T.C. Büyükelçisi olarak görev yapan Kemalettin Sami Paşa’yı seçmiş , fakat kendisinin bir otomobil kazası nedeniyle görevini yapamayacağını bildirmesi üzerine , üyelik için yeni bir aday aramaya başlamıştır.
Bu arada , IOC’nin Amerika’daki temsilcilerinden biri olan ve kısa bir süre ülkesinin Ankara Büyükelçiliğini yapan General Charles Sherrill, yakından tanıdığı Reşit Saffet Atabinen’i önermiş ve Atabinen , 1933-1952 yılları arasında bu göreve seçilmiştir.Fakat , üst üste 4 kez IOC toplantılarına katılmayanlarının üyeliklerinin düşmesi koşulu 1934-1952 yılında ardı ardına 12 toplantıya katılmadığı nedeniyle IOC üyeliğine son verilmiştir.IOC, Türkiye temsilcisi olarak ancak 1955’te Suat Erler ‘ i seçmiş , Erler 1948’e kadar görev yapmış , Erler’in vefatı üzerine yerine seçilen Turgut Atakol 1984-1988 arası ve Atakol’un vefatı üzerine yerine seçilen Sinan Erdem’de vefatına dek 1988-2003 yıllarında görev yapmışlardır.IOC ‘nin , Türkiye temsilcisini önümüzdeki yıl seçmesi beklenmektedir.
Türkiye’nin IOC’deki Sarsıntılı Yılları
Uluslar arası Olimpiyat Komitesi ( IOC ) kendi kurallarına göre çalışan ve Olimpiyat Oyunları’nın tek sahibi bir kuruluştur.Her ülkede, IOC kurallarına göre kuruluş komiteleri IOC üyesi yapar ve istediği ülkede kendi üyesini seçer.
IOC kurallarına göre , bir ülkedeki Olimpiyat Komitesi , tamamen devlet etki ve baskısı dışında çalışan bir kuruluş olmalıdır.Buna rağmen bilhassa 1950’lerden sonra , Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı için seçim yerine , o zamanki adı ile Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü makamında oturan kişinin başkan olarak atanması hususunda IOC ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi arasında epey yazışmalar olmuştur.
Bu konuda yazdığı yazılarda , satır aralarında da olsa, IOC Başkanı Avery Brundage , böyle bir anlayışın IOC kurallarına uymadığını ve ‘’Türkiye’yi Olimpiyatlarda görmek isteriz.’’ Yazısı ile de , aksi halde Türkiye’nin Olimpiyatlara katılmasına izin verilmeyeceğini açıkça ifade etmekten de kaçınmıyordu.
Durum ciddileşince , Genel Müdür makamında oturan kişinin , görev süresince , TMOK Yönetim Kurulu’nda , oy hakkı olmayan bir üye olarak yer alması kararlaştırıldı ve IOC-TMOK ilişkileri düzene kondu.
IOC Kendi Üyesini Nasıl Seçer?
IOC tarafından Türkiye için üye olarak seçilen Selim Sırrı Bey, 1930 yılında istifa edince , IOC , İstiklal Savaşı kahramanlarından ve o zamanki Berlin Büyükelçimiz olan Kemalettin Sami Paşa’yı seçmişti.Kemalettin Sami Paşa, geçirdiği trafik kazası sonucu, zamanını ayıramayacağını bildirince , IOC yeni bir üye arayışına girdi.
O yıllar , Türk sporcuları ve spor yöneticileri uluslar arası çevrelerde pek tanınmadıkları için , IOC Başkanı Latour , hem IOC üyesi hem de Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi olan General Charles H. Sherrill’den yardım istemişti.Sherrill’in Reşit Saffet Atabinen’i öneren mektubu sonunda Atabinen 1952’ye kadar üye olarak kaldı.Fakat, üst üste 12 toplantıya katılmadığı için Helsinki Olimpiyatları sırasında toplanan IOC tarafından , üyeliği düşürüldü.
Selim Sırrı Bey , 1909 yılında Berlin’de yapılan IOC
Kongresi’ne katılarak , Türkiye’nin Uluslar arası spor dünyasındaki yerini
saptamıştı.
Elli yıla yakın süre içinde , IOC’nin Türkiye Temsilcisi olarak görev yapmış Suat Erler , Turgut
Atakol ve Sinan Erdem , Türl Milli Olimpiyat Komitesi’nde yer almış dava
arkadaşları ile birlikte. (Soldan sağa) Vahit Çolakoğlu , Sinan Erdem , Haluk
San , Jerfi Fıratlı , Burhan Felek, Suat Erler , Turgut Atakol ve Güner Frik .
Klasik Olimpiyatlar, 4 yılda bir Yunanistan’da Olimpia yöresinde yapılırdı.Coubertin , Modern Olimpiyatlar fikri ile ortaya çıkınca , bu olgunun uluslar arası bir anlam taşıması amacıyla , yine dört yılda bir , ama , dünyanın değişik kentlerinde yapılmasını istemişti.Aslında , Coubertin ve etrafındakiler , ‘’dünya’’ dendiğinde sadece Avrupa ve Kuzey Amerika’yı görüyorlardı.
Bu nedenle de , 1956 yılına kadar tüm olimpiyatlar bu iki kıtada yapıldı.’’Batı’’ olarak anılan Avustralya , 1956 Olimpiyatları’nı organize etmek hakkını kazanırken , ‘’Gelişmiş’’ bir ülke olarak kabul edilen Japonların da 1964’de Olimpiyat yapmaları imkanı doğdu.Güney Kore , II. Dünya Savaşı sonundan beri ABD’nin korunmasında idi ve Seoul’un 1988 Olimpiyatları’nı kazanmasında Batı’nın desteğini almıştı.Bu çerçevenin dışına çıkan Beijing , Çin’in bir milyarı aşan nüfusu ve Batı için çok büyük bir Pazar olması nedeniyle 2008 Olimpiyatları’na ev sahibi olması gerçekleşti.
Modern Olimpiyat Oyunları’nın ilk adayları , genelde Coubertin’in önerisi veya IOC üyelerinin oyları ile saptanıyordu.Bu kentler genelde sporda kuvvetli olan ülkeleri temsil ederlerdi.Olimpiyatlar tarihinde ilk kez , 1936’da Berlin’de yapılan Oyunlar politik amaç için kullanıldı.Japonlar , 1964 Oyunları’nı , II. Dünya Savaşı’nda dünyada yarattıkları kötü imajı silmek ve üstün teknolojilerini dünya pazarlarına tanıtmak amacıyla kullandılar.Güney Kore ise , ticaret ve politika alanında Doğu Bloku tarafından dışlanmanın sona erdirilmesi ve gelişen teknolojilerini tanıtmak için 1988 Olimpiyatları’na talip oldu.Sovyetler de , 1952’den beri sporda sergiledikleri üstünlüğü kendi seyircileri önünde göstermek amacıyla 1980 Olimpiyatları’nı Moskova’da yaptılar.İspanya ise, 1980 Franko rejiminin kötü imajından çıktıklarını göstermek ve adeta bir harabeye dönmüş Barcelona’yı yenilemek amacıyla , 1992 Olimpiyatları’na sahip çıktılar.
Olimpiyat organizasyonunun bir kente ve dolayısıyla , ülkeye getirdiği avantajlar nedeniyle , her dört yılda bir , olimpiyatlara sahip olmak için pek çok kent aday olurlar.IOC kurallarına göre , ülkedeki bir veya birkaç kent , aday olmak istediğini Milli Olimpiyat Komitesi’ne bildirirler.Kent koşullarının IOC kurallarına uygun bulunması halinde , komite seçtiği adayı IOC’ye bildirir.IOC , kentin istenen koşullara uygun olduğuna karar verirken , devlet desteğini de arar.Adaylığı kabul edilen kent, Olimpiyatlara hazırlanması için 7 yıllık bir çalışma devresine girer ve tüm çalışmalar , periyodik olarak IOC tarafından denetlenir.Olimpiyatların tek sahibi IOC’dir ve adaylığı IOC üyelerinin çoğunluğu tarafından onaylanan kent , 7 yıllık bir süre için Olimpiyatların sahipliğini üstlenir.
Bir Olimpiyat organizasyonunun kent ve ülkeye getirdiği olumlu unsurları takdir eden T.C Devleti , İstanbul’da yapılacak bir Olimpiyatın Türkiye’nin dış dünyaya iyi bir imaja sahip olması , ülkeye daha fazla turist gelmesinin sağlanması ve İstanbul’un , beklide 30 yılda göremeyeceği bir yenileşmeyi 7 yıl içinde görmesini sağlamak amacıyla , 1992 yılında kabul edilen bir ‘’İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu ‘’ tüm hazırlıklar ve organizasyon için gereken mali kaynağa da kavuşmuştur.
Yaz Olimpiyadları
,nı organize etmek için adaylığını koyan kentler,aşağıdaki listede alfabetik
sıralanmıştır. Kentlerin yanında yer alan parantez içindeki rakamlardan
ilki,kentin adaylık başvurma sayısını,ikinci rakam,adaylığın kabulü ve son
rakam da organize edilen Olimpiyadlar'ı
açıklamaktadır. Yılları gösteren rakamlarise, adaylık için başvurulan
Olimpiyadlar'ı siyah rakamlar organize edilenleri ve
siyah-italikler de adaylığı onaylanmasına rağmen yapılamayan veya daha
yapılmamış Olimpiyadlar'ı göstermektedir.
Amsterdam,Hollanda Dublin,İrlanda(2/0/0) Moskova,Rusya(2/1/1) En Çok Olimpiyad
(6/1/1) 1936,1940, 1976,1980 Organize
Etmiş
1916,1920,1924,1928 Frankfurt,Almanya(1/0/0) Münih,Almanya(1/1/1) Kentler
1952,1992 1936 1972,
Anvers,Belçika(1/1/1) Havana,Küba(2/0/0) Nagoya.Japonya(1/0/0) 2* Atina(1896,1906)
1920 1920,2008 1988 2 Paris(1900,1924)
Atina,Yunanistan(7/3/2) Helsinki,Finlandiya(4/2/1) Nuramberg,Almanya 2 Londra(1908,1948)
1896,1906,1940,1944, 1936,1940,1944,1952, (1/0/0) 2** Stokholm(1912,1956B)
1952,1996,2004, İskenderiye,Mısır(3/0/0) 1936 2 Los Angels(1932,1984)
Atlanta,USA(2/1/1) 1916,1936,1940 Osaka,Japonya(1/0/0)
1920,1996 İstanbul,Türkiye(3/0/0) 2008
* 1896'dan
beriOlimpiyadlar numara
Baltimore, USA (1/0/0) 2000,2004,2008 Paris,Fransa(5/2/2) ile
sıralanmaktadır. IOC Dünya savaşları
1948, Köln,Almanya(1/0/0) 1900,1924,1956B,1992 nedeniyle yapılamayan
Olimpiyadlar ı da
Barcelona,İspanya(4/1/1) 1936 2008
numaralamasına rağmen,1906 daki Atina
1924,1936,1940,1992 Kuala Lumpur,Malezya Philadelphia,USA(4/0/0) *Ara Olimoiyadları*nıbu sıralamya
koymamıştır.
Beijing,Çin(2/1/0) (1/0/0) 1920,1948,1952,1956 Buna
rağmen,2004'deyapılacak Olimpiyadlar'la
2000,2008 2008
Prag,Çekoslavakya(1/0/0) Atina bir hesaba göre üç , 1906
sayılmazsa
Belgrad,Yugoslavya(2/0/0) Lille,Fransa(1/0/0) 1924
iki Olimpiyad organizasyonu yapmış olacaktır.
1992,1996 2004
Rio de Janeiro,Brezilya
Berlin,Almanya(5/2/1) Lizbon,Portekiz(1/0/0) (5/0/0) ** 1956 Melbourne Olimpiyadları'nda binicilik sporunda
1908,1916,1936,1956B, 2008
1936,1940,1956B,2004, yapılacak yarışmalar içinçeşitli
ülkelerden getirilecek
2000 Londra,İngiltere(4/3/2) 2008 atlar
için uzun bir karantina süresi koşulu koyan
Birmingham,İngiltere(1/0/0) 1908,1940,1944,1948 Roma,İtalya(7/2/1) Avusturalya
yasaları nedeniyle,binicilik yarışmaları
1992 Los Angeles,USA(10/2/2) 1908,1924,1936,1940 Stokholm'de
yapılmıştır.
Brasilia,Brezilya(1/0/0) 1924,1928,1932,1948, 1944,1960,2004,
2000 1952,1956B,1956,1976 San Francisco,USA(1/0/0) En Çok
Aday Olan Kentler:
Brisbane,Avustralya(1/0/0) 1980,1984 1956
1992 Lozan,İsveç(6/0/0) San Juan,POrto
Rıco(1/0/0) 10 Los Angeles*
Brüksel,Belçika(3/0/0) 1936,1940,1944,1948 2004 7 Atina*,buenos Aires,Detroit,Roma*,
1916,1960,1964, 1952,1960 Seoul,Kore(1/1/1) 6 Amsterdam*,Budapeşte*,Lozan
Budapeşte,Maceristan Lyon,Fransa(2/0/0) 1988
(6/0/0) 1920,1968 Seville,İspanya(2/0/0) Birbiri ardına yaptıokları başvurulara rağmen,
1916,1920,1936,1940 Madrid,İspanya(1/0/0) 2004,2008,
sadece(*)işlaretli kentlerbaşarılı olmuşlardır.
1944,1960, 1972
St.Louis,USA(1/1/1)
Buenos Aires,Arjantin Manchester,İngiltere(2/0/0) 1904
(7/0/0) 1996,2000 St.Petersburg,Rusya(1/0/0)
1944,1952,1956B,1960, Melbourne,Avustralya 2004
1964,1968,1972 (2/1/1) Stokholm,İsveç(4/2/2)
Cape Town,G.Afrika 1956,1996 1912,1952,1956B,2004
(2/0/0) Mexico
City,Meksika Sydney, Avustralya(1/1/0)
2004,2008 (3/1/1)
2000
Chicago,USA(3/1/0) 1956,1960,1968 Taşkent,Özbekistan(1/0/0)
1904,1952,1956, Milano,İtalya(2/0/0) 2000
Cleveland,USA(2/0/0) 1908,2000 Tokyo,Japonyo(3/2/1)
1916,1920 Minneapolis,USA(3/0/0) 1940,1960,1964.
Detroit,USA(7/0/0) 1948,1952,1956, Toronto,kanada(3/0/0)
1944,1952,1956,1960, Montreal.Canada(5/1/1) 1940,1996,2008
1964,1968, ,,,,,,,, 1940,1944,1956,1972,1976 Viyana,Avusturya(1/0/0)
1972 1964
Dünyanın kuşkusuz en büyük ve
popüler organizayonu olan Olimpiyat Oyunları'nı organize etmenin ülke
ekonomisine,tanıtımına,ihracatına,yatırımlarına,turizmine,sporuna,gençliğe ve
ülkenin imaj ve prestijine ne gibi katkılar getireceğinin bilincinde olan
kentler ve ülkeler arasında Olimpiyad oyunlarını almak için büyük bir mücadele
devam etmektedir. Mücadelinin erken başlamasının nedeni ise oyunların son
yıllarda alınan bir kararla,kentlere7 yıl öncesinden verilmesidir.
Olimpiyad oyunları düzenlemenin her yönüyle
nasıl bir karlı iş olduğu 1984 Los Angeles Olimpiyad Oyunları sonunda tüm
masraflar çıkarıldıktan sonra kente 250 milyon dolar bir gelir kalması ve
oyunların güney California ekonomisine yaklaşık 3.29 milyar dolarlık bir
katkıda bulunması üzerine ortaya çıkmıştır.Bu durum üzerine 1992 Olimpiyad
oyunları için o dönemde rekor sayılabilecek sayıda 6 kent birden aday olmuştur.
1988 Seoul Olimpiyad oyunlarından 3
ay önce ve 3 ay sonra yapılan uluslararası kamuoyu araştırmasında * Güney Kore
sanayi mallarına ne kadar güveniyorsunuz*sorusuna verilen cevabın oyunlar
sonrasında %35'lik artış göstermesi de Olimpiyad oyunlarının ülkenin imajı yanında
diğer alanlarda yaptığı olumlu etkiyi en iyi şekilde açıklamaktadır. Diğer
yandan oyunlar, Güney Kore’de sporun gelişmesine de büyük katkıda
bulunmuştur.İlk kez katıldıkları 1948 oyunlarından 1988 oyunlarına kadar olan
Olimpiyad tarihlerinde toplam 66 madalya kazanmış olan Güney Koreli
sporcular,kendi ülkelerinde gerçekleştirilen bu oyunlardan 12 altın,10 gümüş ve
11 bronz olmak üzere toplam 33 madalya kazanarak büyük başarı göstermişler ve
oyunla sonunda madalya sıralamasında 4.sırayı almışlardır
Olimpiyad oyunları organize etmek için resmen 3
kez aday olup kaybetmesine rağmen yılmayan ve sonunda 1992 Olimpiyad
oyunlarıyla elde eden İspanyanın Barcelona kenti ise,oyunlardan önce denizle
bağlantısı kesilmiş,alt yapı problemleri ve spor tesisi eksikleri bulunan bir
kent olarak değerlendirilmekteydi.
İspanyollar 1992 oyunlarını organize etmek
hakkını elde ettikleri 1986 yılında 1992 yılına kadar geçen 6 yıllık hazırlık
süresi içinde kentin tüm alt yapı problemlerini çözmenin yanı sıra inşaa
ettikleri yeni yollar,köprüler,parklar,oteller ve spor tesisleri ile Barcelona
kentini yeniden yapılandırmışlardır.1991 yılının ortalarına gelindiğinde
Barcelona Avrupa’da ki en gelişmiş ve yaşanılabilir kentler arasında 8.sıraya
yükselmiştir.Ayrıca Barcelona Olimpiyad oyunları 1986 1992 yılında arasında
326.301. ek istihdam yaratarak işsizlik oranınında büyük bir düşüş göstermesine
yol açmıştır.
Yaklaşık 88 yıllık Olimpiyad tarihleri boyunca
4 altın,13 gümüş ve 9 bronz olmak üzere toplam26 madalya kazanan İspanyol
sporcular,1992 Barcelona Olimpiyad Oyunlarında 13 altın , 7 gümüş ve 2 bronz
olmak üzere toplam 22 madalya kazanarak inanılmaz bir başarı sergilemişlerdir.
Paralimpik oyunlarında (Engelliler Oyunları)büyük başarı gösteren İspanyol
sporcular107 madalya kazanmışlardır.Bugün ispanyol sporcular dünyada çeşitli
spor dallarında büyük başarılar elde ederken, Barcelona halkıda spor yapabilmek
için en iyi tesislere kavuşmuştur.günümüzde Barcelona’nın olimpik tesisleri her
gün düzenli olarak yaklaşık50,000 kişi tarafın dan , kullanılırken, her yıl
300.000 kişide Barcelona sokaklarında halk için gerçekleştirilen *herkes
için spor*aktivetelerine katılmaktadır.Tüm bu sonuçlar , oyunları organize
etmenin getirdiği stimülasyon ve motivasyonun yol açtığı İspanyol
yetkililerince her fırsatta dile getirilmektedir.
İstanbul'un Olimpiyad Oyunları adaylığının iki temel amacı bulunmaktadır. bunlardan birincisi dünyanın en güzel metropollerinden biri olan İstanbul'un 30 yılda çözeceği alt yapı problemlerini oyunlar yoluyla yedi yıla indirgemek yaşanabilir bir dünya kenti yaratmaktır. 1980'lerde Avrupa'nın en kirli ve sorunlu kentlerinden biri olan Barcelona'nın altı yılda başardığını, İstanbul'da Oyunlar'ı aldığı taktirde yedi yıllık hazırlık süresi sonunda başarılabilecektir.
Adaylığın ikinci ve daha önemli
amacı ise yetersiz spor tesisleri ve alanları nedeniyle okul veya iş dışında
kalan zamanlarını sokaklarda ve kahvehanelerde geçirmek zorunda kalan gençlerimize
ve halkımıza çağdaş spor imkanları yaratmak ve sporu bir yaşam biçimi haline
getirmektir günümüzde çağdaş kent planlama normlarında kişi başına düşmesi
gereken acık spor alanları 3 metre kare iken, İstanbul’da bu oran 0.15 metre
karedir. Nüfusu 12 milyona ulaşan İstanbul'da 400 civarında acık ve kapalı spor
alanı bulunurken, Seoul Barcelona ve Atlanta gibi son zamanlarda Olinpiyat
oyunlarını organize etmiş kentlerde ise bu sayı 3.000' inin üzerindedir.
İstanbul,Olinpiyat Oyunlarını
organize ettiği taktirde oyunlara alındıktan Organize edinceye kadar yedi yılık
hazırlık süresi içerisinde İstanbul Olinpiyat çerçevesinde 1 milyar 772 milyon
dolarlık doğruda yatırım yapılacak ve Oyunların uluslararası televizyon yayın
hakları, bilet satışı, sponsorluk proğramında elde edilecek gelirle bütçe
denkleşecektir. Bu dönemde yıllık 180.000 kişilik istihdam yaratılacak,
doğrudan ve dolaylı yatırımlarla gayri safi milli hasılatımıza yaklaşık 8
milyar dolar ek bir katkı sağlanacak ve ülkemizi 2.5 milyon ek turist ziyaret
edecektir.
sonsöz
İstanbul
adına üç kez aday olduğumuz Olimpiyadlar konusunda,kamuoyunda gerçekten büyük
bir bilgi eksikliği var.Arçelik için1995'de hazırladığım ve kuruluşun
satış ve servis teşkilatı, spor çevreleri ve basına dağıtılan bir kitap,
dışarıda satılmasına rağmen büyük ilgi görmüş, üç baskı yapmış ve Atlanta
Olimpiyadları sırasında da ,Aktüel tarafından bastırılıp, dergi ile birlikte
dağıtılmıştı.Olimpiyadların 2800 yıl'a yakın tarihi ve Türkler'in katılım ve
başarılarını anlatan bu kitap dışında,bu konuda temel bilgileri veren başka bi
çalıma yoktu. Elinizdeki kitap, bu boşluğu biraz daha doldurmak, biraz
bilenlere bildiklerini hatırlatmak ve bilmeyenleride bilgilendirmek amacı ile
İstanbul Olimpiyad Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu tarafından
hazırlatılmıştır.
Sadece
spor değil, bir insanlık tarihi gibi incelenebilecek Olimpiyadlar'ın *Klasik
veya Eski*ve*Modern*diye adlandırdığımız iki devredeki başlangıç,
gelişme ve değişim devrelerini bu küçük kitapta özetlemek çok zor. Sporun bir
yaşam tarzı,bir hayat felsefesi ve kişinin belirli bir zamanda kendi
kapasitesini ortaya koyma becerini ele alan, ülkelerin dahi, aldıkları madalyalarla
övündükleri bir ortam olarak kabul edilen Olimpiyadlar'ın temelindeki en öneli
unsurun--altın, gümüş veya bronz madalya
ve hatta rekorların da ötesinde,*insan faktörü*nün olduğuna
inanan bir anlayışla hazırlanan bu çalışmada,kendinizi kazanan kadar yenileninde
yanında bulacaksınız.
Bu
kitabı okurken dünya'da sporun Olimpiyadlar'la başlamadığını ve Olimpiyadlar'ın
Yunan yarımadasındaki Olimpia yöresinde başladığından dolayı bu adla anıldığını
ve bu tarihi olgunun, en uzun süreli ve en zengin bir spor şöleni olduğunu
göreceksiniz.Bu
kitabın sayfaların da*amatörlük* kavramının Olimpiyadlar'ın hiç bir
devresinde geçerli olmadığını ve hatta bilinmediğini okuyacak, Olimpiyadlar'da
spor yanında ekonomik ve politik beklentilerin nasıl yer aldığını
izleyeceksiniz
Zamanla,
sporun artık bir meslek şampiyonluğun da servet kaynağı olduğunu kavrayan
kabiliyetli gençlerin,IOC diye bilinen Uluslararası Olimpiyad
Komitesi'nin de desteğini alarak, Olimpiyadları nasıl bir pazar yerine
döndürdüklerini ve bunlardan bazılarının alıştıkları düzeyi kaybetmemek düzeyi
kaybetmemek için doping yolunu seçtiklerini görecek ve bu problemi daha
hala çözülemediğini bilerek,hemen her şampiyonun ardından, *Acaba?*diye
bakabileceksiniz.
Bu
kitabın ek bir amacıda,gayet karmaşık ve hızla değişen bir süreyi kapsayan
Modern Olimpiyadların yapıldığı 1896 2000 yılları arasında,Türkiye ve dünyadaki
olayları özetlemek ve ülkelerin politikası ve ekonominin Olimpiyadları nasıl
etkilediğini okuyucunun dikkatine sunmaktadır.
İnsanlık
tarihinin uzun bir diliminde yer almış,binlerde şampiyonun başarı ve
yenilgilerinin sevinç ve üzüntü dolu gözyaşları ile renklenerek günümüze kadar
gelmış olan Olimpiyadları bu kadar küçük bir kitaba sığdırmak gerçekten
imkansız.Lise yıllarında başlayan,yüzlerce kitap ve binlerce makale okumanın
yanında yedi Olimpiyadı gazeteci olarak izlemenin 55 yıl içinde oluşturduğu
bilgi yükü nedeni ile,beni en çok uğraştıran unsurun -- bu kitabın sayfalarına
aktardığın değil,sayfa sınırlaması nedeniyle,konusu dahi edemediğim
olaylar,yenen ve yenilen şampiyonların öyküleri olduğunu ifade etmek isterim.
Elinizdeki
bu çalışma,bir ansiklopedi değil,klasik OIimpiyadlardaki şampiyonlara ait eksik
listeyi bu sayfalarda bulamayacaksınız.Atina 1896 dan beri modern Olimpiyadlara
katılan 112.728 sporcunun içinden altın
madalya kazanmış yaklaşık 3.864 kahramanda bu kadar sınırlı bir kitabın içine
sığamaz.Ama,her Olimpiyad da rakiplerini yenmiş,rekorlar kırmış ve tarihe
geçmiş büyük şampiyonlardan bazıları ile tanışacaksınız.Aslında,yarışmalarda
her türlü nedenle yenilmiş pek çok sporcunun yaşam öyküleri,belki şampiyonların
zaferlerinden de ilginç Ne yazık ki, Olimpiyadlarda sadece kazananlar
anılır.
Türk
Toplumunda mutlaka yakın bir zamanda oluşacak Olimpik bilgisinin yayılmasına
destek olacağına inandığım bu calışmayı -- 33 altın , 16 gümüş ve 15 bronz
madalya kazandıran şampiyonlarımıza minnet ve geleceğin şampiyonlarına da ışık
tutcak ve onları motive edecek meşale sunuyorum.
Bu
arada,kurulduğundan beri üyesi bulunduğum Uluslararası Olimpiyad Tarihçileri
Birliği nin başkanı Dr.Bill Mallon a 1906,1908 Olimpiyadlarına
Türkiye den katılan sporcular konusunda- Lozandaki IOC Müzesinin Tarihi
Belgeler yetkilisi Marie Morsia Villemin e Selim Sırrı Bey ve Coubertin S.Sherrill
in Reşit Saffet Atabinen in IOC üyeliği konularını içeren yazışmalarını
sağlamasında - Prof.Dr. Nevra Necipoğlu na Antakya’da Olimpiyadlar adı ile yapılan yarışmaların tarihçesi
konusunda, Anadoludaki stadyumlara ait uyarıları nedeniyle Secda Saltuk
a ve TMOK Kütüphanesinin güler yüzlü yetkililerinin bana gösterdikleri
sıcaklık ve yaptıkları katkılar için teşekkür ediyorum.
Ama
hepsinden ötesinde, 1995 de derlediğim kitabın geliştirilmesi ve ek bilgilerin
bulunması için bana bu fırsatı veren TDK yetkililerine,gösterdikleri güven ve sabırdan dolayı
bilhassa teşekkür etmek isterim.
Umduğumdan
da uzun gecen bir zaman dilimi içinde,gerekli resimlerin bulunması,ayıklanması
ve seçilmesi ve sayfa düzeninde de en büyük yardımcım olan Metin Mandacı ve Delta daki diğer iş
arkadaşlarıma ve her türlü kolaylığı göstermekten kaçınmayan Stil
Matbaası yetkililerine de şükran borcum var.
Bu
kitabı--yaşamımın son 15 yılında TMOK Başkanı ve IOC üyesi olarak Türk Sporuna
yaptığı katkılar yanında,İstanbul un adaylığı, Olimpiyatevi ve Atatürk
Olimpiyat Stadı nedeniyle kendisine yapılan yersiz ve haksız eleştirilere
rağmen işini ve sağlığını tehlikeye sokarak attığı adımlar ve yaptığı
eserlerle, zamanla çok daha iyi tanınacak ve hürmet edilecek olan dostum Sinan
Erdem ithaf ediyorum.
Cüneyt
E.Koryürek
(Okurlar,''Olimpiyad''kelimesini (d) ile kullandığıma
dikkat etmiş olabilirler. Kelimenin aslı dünya nın her dilinde (d) ile
biter,bizde ''Olimpiyat''olarak olarak kullanılmaktadır.Sadece,tescil edilmiş
isimlerde,kelime Olimpiyad olarak yazılmıştır.)
Yayını Hazırlayan :
Banu ÇİFTÇİ - Sefa AVCI